<****** name="vakit" src="http://www.vakitci.com/vakit.php?id=6010" height="236" width="192" scrolling="no" border="0" frameborder="0">


Ana Sayfa
İletişim
facebook-2
Anketler
Saklı sayfalar
Gazete
6. Sınıf Türkçe
6. Sınıf Test
6. Sınıf Sosyal
6. Sınıf İngilizce
İngilizce-Türkçe Sözlük
Fıkralar
Saat
Televizyon
Türkiyem
Doğum günü hesaplama
Oyunlar
Dünya mapss
Hesap makinesi
Komik resimler
Ezan
KONU VE DERS NOTLARI;

SES BİLGİSİ


SERT    YUMUŞAK
F, S, T, K, Ç, Ş, H, P    B, C, D, G, Ğ, L, J, M, N, R, V, Y, Z
SÜREKSİZ    SÜREKLİ    SÜREKSİZ    SÜREKLİ
P,Ç,T,K,    F,S,Ş,H    B,C,D,G    Ğ,J,L,M,N,R,U,Y,Z



Ses; konuşurken ciğerlerden gelen havanın ses yolunda yaptığı titreşimlerdir. Türkçe’de ses iki çeşittir;

a.    Sesli ( ünlü )
b.    Sessiz ( ünsüz )



Kalın sesliler     İnce sesliler



Geniş sesliler : a , e     Dar sesliler : ı , i
Yuvarlak sesliler : o,ö,u,ü     Düz sesliler : a,e,ı,i
















ÖĞRENDİĞİMİZİ GÖSTERELİM



DÜZ    YUVARLAK
Geniş    Dar    Geniş    Dar
Kalın
İnce

•    Tabloyu doldurunuz.


Süreksiz Sert Sesliler     Süreksiz Yumuşak Sesliler
Sürekli Yumuşak
Sürekli Sert Sessizler Sessizler

SERT ÜNSÜZLER     YUMUŞAK ÜNSÜZLER









SES UYUMLARI


Gelenler    Tanıdık     Doludur     Bilinecek Sözlü











Buna göre ;
Türkçe’de bir kelimenin ilk sesli harfi kalınsa sonrakiler de ............... , …………se sonrakiler de incedir. Bu …………………ünlü uyumudur.


NOT : Bu durum , yabancı dillerden dilimize girmiş kelimelerde aranmamalıdır.

a.    Düz ünlülerden sonra düz ünlüler geliyorsa …………………………………….





Yarım Gelincik Bilinir





Akıncı Gelenin



b. Yuvarlak ünlülerden sonra ya düz-geniş ,ya da dar yuvarlak ünlüler gelirse .................

Oduncu Uzunca Sonunda Öbek



ÜNSÜZ UYUMLARI


1.    Sertleşme ( Sert ünsüzlerin Benzeşmesi )

Kural : Sert ünsüzlerden sonra gelecek olan yumuşak süreksizler sertleşip sert süreksizlere dönüşür.
“f, s,t,k,ç,ş,h,p”tan sonra gelen “c,d,g”ünsüzleri sertleşir , “ç,t,k” ya dönüşür.

YANLIŞ     DOĞRU     NEDEN

Uzakdan Uzaktan    Çünkü”k”dan sonra “d” gelmiştir , dolayısıyla”d”,”t” olur.    
Kitapcı    Kitapçı    ……………………………………    

Bitdi     ………     ……………………………………

Kafesci     …………     …………………………………

Dörden     …………     …………………………………

1923’deki     …………     …………………………………

Akışgan     ……………     …………………………………



2.     Sert Ünsüzlerin Yumuşaması :

KURAL:
“p,ç,t,k” ünsüzleri kendilerinden sonra gelen ünlü sesin etkisiyle yumuşayarak “b,c,d,g,(ğ)”ye dönüşür.

Dikkat : 1- Yumuşamayı ararken önce “b,c,d,g,(ğ)”yi bulun sonra bunların aslının “p,ç,t,k” olup olmadığını düşünün.
2- Yabancı kelimeler , özel isimler , tek heceli bazı kelimeler yumuşamazlar. “ip-in , Açınca , Atınca , Millet-in , Hukuk-u , Şiddet-e , Fırat-ın , Zonguldak-a , Atatürk-e.




UYGULAYALIM

Aşağıdaki kelimelere ünlü ses getirerek “p,ç,t,k” kuralına uyup-uymadığını söyleyiniz / yazınız.

Kitap     -ın     Kitabın ( yumuşamış )
Defter    -in     ……………………………
Atatürk    ….     ………………………………
Bardak    ….     ………………………………
Ağaç     ….     ………………………………
Yeşilırmak    ….     ………………………………






ORTA HECE DÜŞMESİ

Kural : Bazı iki heceli kelimelerin ikinci hecesindeki sesli harf , kelime sesli ile başlayan bir ek aldığında düşer.

Uygulama :

DOĞRU     YANLIŞ
Omuz- um     Omzum     Omuzum
Burun-….     …………     …………
Resim-….     …………     …………
Ömür-….     …………     …………




BOĞUMLAMA





Kural : Türkçe “b”den önce “-n” gelmez , “-m” gelir.




YANLIŞ DOĞRU

Çarşanba     ……………
Sünbül     ……………
Çenber     ……………



İstisna : Bileşik kelimeler ve özel isimler bu kuralın dışındadır.

İstanbul     Binbaşı     Safranbolu     Onbaşı







ULAMA



Kural : Okunurken bir sözcüğün sonundaki sessizin bir sonraki sözcüğün başındaki sesliye bitiştirilmesine ulama denir.



Uygulama

Senden özge gözüm yaşım .
Kimseler silmez Allah’ım ( ulamayı gösteriniz )




Aşağıdaki Yazımların Doğru Olup Olmadığını Bulunuz.

Doğru    Yanlış     Doğrusu
•    Bir takım insanlar
•    Rüzgar güneyden esiyor
•    Her şey
•    Orta Anadolu
•    Güney Doğu
•    Gözgöze
•    Çırıl çıplak
•    Başından atmak
•    Konuşa bilmek
•    Doğumevi
•    Dedikodu
•    Başıbozuk
•    Ata sözü
•    Neden iste miyor?
•    İçeride ki ne?
•    Savaşda vurulmuş
•    O , Mayısta doğmuş
•    5 , Mayısta doğmuş
•    Mustafa Dayım
•    Ankaralılar
•    Resime
•    Güpe gündüz
•    Yanlız
•    Çarşanba
•    Hukuğu
•    Kitapım


Örnek : Doktorlar , yaşlılıkta spor yapmanın kişiyi psikolojik ve fizyolojik
I     II     III     IV
bakımdan rahatlattığını söylüyorlar.
V


Bu cümlede altı çizili sözcüklerden hangisi yanlış yazılmıştır.

a) I     b) II     c) III     d) IV     e) V



HECE



Kural : Tek bir çırpıda ağzımızdan çıkan ses yada ses gruplarına HECE denir.



“Akşam oldu” cümlesini heceleyiniz.



Kuralı Hatırlatma



Ağzımızdan bir çırpıda……………………………………………………




İŞARETLE



Yanlış    Doğru    Doğrusu

•    Ki-lim-le-re
•    Ya-maç-lar-ın-da
•    Ye-ten-eğ-i
•    Del-ik-an-lı
•    İ-ns-an
•    At-a-türk


KELİME



Kural : Tek başına anlamı olan yada kendi başına anlamı olmadığı halde cümle içinde anlam bütünlüğü sağlayan ses yada ses topluluğuna KELİME denir. Hece yada hece topluluklarıyla oluşur.
Türkçe’de 8 çeşit kelime vardır : “İsim, sıfat, zamir, zarf, edat, bağlaç, ünlem, fiil” Bunlardan isim ve fiil dildeki asıl kelimelerdir.
İsimler evrendeki bütün varlıkları, fiiller de bunların hareketlerini karşılar.




İSİM



Canlı, cansız bütün varlıkları, kavramları, duygu ve düşünceleri , durumları ve bunların birbirleriyle olan ilişkilerini tek tek veya cins cins karşılayan kelimelerdir.


Görev ve Anlamlarına Göre



Somut İsimler : Beş duyu organımızla algılayabildiğimiz varlıklar somuttur. Bunları duyarız, tadarız, dokunuruz, görürüz, koklarız.


Kuş, tabak, dağ, su, sıra, tahta, şeker..........vb.


Soyut İsimler : Beş duyu organımızla algılayamadığımız varlıklardır : akıl, sevgi, sevinç, keder, iyilik.....gibi.


İş ve Eylem Gösteren İsimler: Fiil soylu “-mek, -mak, -ma, -me, -ış, - iş ”ekleriyle türetilen ve iş, oluş, eylem, (hareket) bildiren isimlerdir. Bunlara fiilimsi (isim fiil) de denir.
Çalışmak, uyumak, dokunma, eğlenme, bakış, gülüş, kaçış........vb.


Varlıkların Türüne Göre


Özel İsimler : Tek olan, diğer varlıklara benzemeyen varlıkların adlarıdır: Karacaoğlan, Atatürk, Türkçe, Minnoş,……………vb.


Tür İsimleri = Cins İsimleri : Aynı cinsten birçok varlığa ortak ad olan isimlerdir.
El, ayak, tırnak, kardeş, masa, defter, kitap, kalem………vb.


Tekil İsimler : Aynı türden varlıkların bir tekinin adıdır.
Çocuk, ay, yıldız, taş………vb.


Çoğul İsimler : Aynı türden birden çok varlığı gösteren -lar, -ler çoğul ekleriyle oluşturulan isimlerdir.
İnsanlar, defterler, kitaplar, öğrenciler………vb


Topluluk İsimleri : Biçim bakımından tekil görüldüğü halde çokluk yada topluluk kavramı veren adlardır.
Ordu, alay, sürü, kurultay, meclis, takım………vb.



Yapı Bakımından


Basit İsimler : Hiçbir yapım eki almamış isimlerdir. Ev, ot, et, kuş vb.


Türemiş İsimler : İsim yada fiil kök ve gövdelerinden yapım ekiyle türemiş isimlerdir.

yol-cu, meslek-taş, sil-gi,………vb.


Bileşik İsimler : İki ismin aralarına başka bir kelime girmeyecek şekilde birleşip kalıplaşmasıyla oluşan isimlerdir.

Anayurt, Çanakkale, açıkgöz, boşboğaz, Pamukkale,Atatürk……vb.







Aşağıdaki İsimleri Doğru Eşleyiniz.

Anayurt     Türemiş isim
yolcu     basit isim
ev     çoğul isim
boşboğaz     bileşik isim
insanlar     bileşik isim



İSMİN HALLERİ



İsmi ; belirten, yöneldiğini, bulunduğunu, ayrıldığını belirten eklerdir. İsmin köküne ya da gövdesine eklenen eklerle oluşturulur.


-a
Hatice okula gelmedi. ( cümlesindeki “okul” sözcüğü yalın halde, “okula” sözcüğü ismin –a hal ekini alarak yönelme bildirmektedir.)


Aynur çantayı getirmiş. (“çanta”kelimesi yalın haldedir.-y ünsüzü “y,ş,s,n” yardımcı seslerinden biridir. –ı hal ekini alarak belirtme durumu ifade eder.)


-da
Öğle vakti okulda kaldım. ( “okul” yalın halde, “-da” hal ekini alarak kalma ifadesi taşımaktadır.)


-den
Evden geç çıktım. ( “ev” kelimesi(ismi) yalın halde,”evden” kelimesi ismin –den hal ekini alarak ayrılma ifade eder.)









İsmin Hal Ekleri

Ev - ( yalın hali )
Ev – i     (……………)
Ev – e    (……………)
Ev –de    (……………)
Ev –den (……………)




Ör. Kalem isminin çekimini de siz yapınız.



Kalem -     (yalın hali )
Kalem -     (Belirtme durumu )
Kalem -     (Yönelme durumu )
Kalem -     (Bulunma durumu )
Kalem -     (Ayrılma durumu )



İSİM TAMLAMALARI


İki ismin aldığı eklerle ya da ek almadan birbirini tamamlamasıdır. Tamlayan ve tamlanan vardır.


1-    Belirtisiz İsim Tamlaması


Tamlayanı yalın halde bulunan , tamlananı –ı hal eki almış ( belirtme durumunda olan ) tamlamadır.

Sokak kapısı
Tamlayan Tamlanan

Tarla kuş-u
Çam ağac-ı


2-    Belirtili İsim Tamlaması


Tamlayanı –ın eki (ilgi eki ) alır , tamlayanı –ı hal eki alır ( belirtme anlamındadır ).
Tamlayan     Tamlanan

Kız-ın     abla-s-ı
Babamın     ortağ-ı


3-    Zincirleme İsim Tamlaması


Tamlayanı isim tamlamasıdır.

Tamlayan Tamlanan

Bahçe kapısının gıcırtısı
Duvarın boyasının rengi



Aşağıdakileri Doğru Eşleyiniz.

Sokak kapısı     Zincirleme isim tamlaması
Köylünün malları     Belirtisiz isim tamlaması
Adamın şaşkınlığının geçmesi     Belirtili isim tamlaması





CÜMLE

Kural : Bir duyguyu , bir düşünceyi , bir isteği , bir hareketi , durumu , tam ve eksiksiz olarak anlatan kelime yada kelime grupları.

Dikkat :
1. Cümlenin olabilmesi için çekimli bir unsur ( isim veya fiil ) gereklidir ve yeterlidir. ( öğrenciyim , koştum )    
2.Özne ve yüklem cümlenin temel öğeleri , nesne tümleci , dolaylı tümleç ve zarf tümleci tamamlayıcı , yardımcı öğelerdir.

Ahmet okula geldi.
özne tümleç yüklem


Cümle kurunuz:

………………eve…………….
Mine………………………getirmiş.
O kitabı………………………
Ders…………………………………



CÜMLENİN UNSURLARI( ÖĞELERİ )


Yüklem : Cümlede iş-oluş-hareket bildirir. Çekimlidir. Tüm kelimeler yüklem olarak kullanılabilir.


Araba inişli , yokuşlu dağ yollarına girmişti.

Ben yarın okula…………………………………
O gün derse ……………………………………
Çocuk elindeki elmayı…………………………

Dikkat: Yükleme en yakın öğe asıl vurgulanmak istenen öğedir.

Ben yarın okula gideceğim
Yarın okula ben gideceğim.
Okula ben yarın gideceğim.


Uygulama: Cümlede yüklemi ve vurgulanan öğenin altını çiz.

Ahmet çantayı kapattı.
Mustafa okula yarın gelecek
Çarşıya yarın sabah okuldan önce gideceğim.
O , balkona çıktı.
Balkona o çıktı.

Kural : Cümlelerin yüklemleri çekimli bir fiil olabildiği gibi isimde olabilirler.


Öğrenciler pırıl pırıldırlar.
yüklem

Derslerinize iyi çalışın!

yüklem


Pratik bilgi : Yüklemin isim yada fiil olduğunu ayırmak için köküne “-mek,-mak” mastar eki getirin. Eğer mastar halde söylenemiyorsa “isim” söylenebiliyorsa fiildir.


Çocuklar çok güzel . ( güzel-mek, güzel-mak olamayacağı için isim soylu yükleme sahip bir cümledir. )


Çocuklar çok çalışıyor . ( çalışmak fiil olduğundan cümle fiil cümlesidir. )


O halde cümleler yüklemlerine göre ikiye ayrılırlar ;


1-     ………………cümlesi : (örnek)………………………………
2-    ………………cümlesi : (örnek)………………………………



Uygulama :
Artık soğuklarda üşümez fiil cümlesi

Sabahlara kadar…………… ……………
Yağmurlar……………………     ……………
Bu aşk onun ……………… ………………
Onun gözü………………… ………………
Onun kolu………………… ………………
O daha küçük bir…………… …………………



Uygun Olanı İşaretle


İsim cümlesi     Fiil cümlesi
Ahmet çantasını getirmedi
Mustafa okula girmişti.
O öğrenciler gelsin.
Onun yazısı çirkin.
O kalem kırmızı.
Benim karnım tok!
Kitabını aç !



•    Susi’nin ailesine yazdığı mektupta geçen yüklemleri bularak cümlenin ; fiil - isim cümlesi olup olmadığı karşısına yazınız.




Sevgili Anneciğim ve babacığım ,
Buraya geleli iki hafta oldu. ( ……………………)
Size yazamadığım için üzgünüm. (……………………)
Çok yoğundum aslında (……………………)
Türkçe öğreniyorum.(……………………)
Arkadaşlarım çok iyiler.(……………………)
Yılbaşında görüşmek üzere hoşça kalın.(……………………)



ÖZNE


Kural : Cümlede yüklemin bildirdiği işi yapandır. Yüklemde bildirilen iş yada oluşu yapan veya olan öğedir. Özne söylenmese bile kişi olarak yüklemde varlığı hissedilir.
Ancak isim yada isim soylu kelimeler özne olabilirler. Özneler hal eklerini almazlar. İyelik ve çokluk eklerini alabilirler.
Özne yalnızca etken çatılı fiillerde vardır.


Özne Çeşitleri:

1-    Bariz Özne : Cümle içerisinde işi yapan doğrudan doğruya söyleniyorsa bariz özne vardır.

Ahmet okula geldi. ( Gelen kim? Ahmet )
Ö
O, kitabı getirmedi ( getirmeyen kim? O )


2-    Gizli Özne : Cümlenin ifade ettiği işi, oluşu, hareketi yapan fakat yüklemin aldığı eklerle belirtilen öğedir.

Yüklemin aldığı iyelik eki ( III. tekil şahıs eki yoktur) bize gizli özneyi gösterir.

Okula geç geldi. ( Geç gelen kim? O )


sen G.Ö Ödevini zamanında yapmalısın ! (…yapması gereken kim?sen)


ben G.Ö Koşarak geldim, terledim. (gelen, terleyen kim?Ben)


3-    Sözde Özne : Bir cümlede bariz ve gizli özne bulunamıyorsa sözde özne olabileceği düşünülmelidir.

Edilgen cümlelerde yüklemin bildirdiği işten etkilenen nesne görevindeki öğe Sözde Öznedir.


Pencere kırıldı. ( kıran kim?…..,kim kırdı?…)
B’sizN.T Y

Ödev dün geç saatte bitirildi. (Bitiren kim?…kim bitirdi?)
B’siz N Z.T yüklem
(Sözde Özne)


Aşağıda Parantez İçine Uygunluğu Sağlayınız.


………………sınıfını……………(Özne? Yüklem?)


Bu çorap kokmuş. (Özne? Yüklem? İsim cümlesi? Fiil cümlesi?)


Dolapta temiz giyecek kalmamış. (Özne :
Yüklem:
Fiil cümlesi:
İsim cümlesi:



Aşağıdaki sorulardan hangisi özneyi bulmaya yöneliktir.


A-    Ayşe , Ümran’ı okulda mı aradı?
B-    Ayşe dün okulda Ümran’ı mı aradı?
C-    Ümran’ı dün okulda Ayşe mi aradı?
D-    Ümran’ı Ayşe dün mü aradı?
E-    Ümran dün Ayşe’yi niçin aradı?


Aşağıdaki cümlelerden hangisinde cümle sadece özne ve yüklemden oluşmuştur?


A-    Ankara’daki tepeler baştan başa ormanla kaplıydı.
B-    Ankara’daki kuşların tüyleri şaşılacak kadar parlaktı.
C-    Ankara’daki çamların tepesi yemyeşil.
D-    Ankara’daki orman varlığını şu ırmağa borçlu.
E-    Ankara’daki ağaçların dibi ötekilere göre daha ıslak.

Aşağıdaki cümlelerde uygun özneyi siz yazınız.

•    Dün akşam……………okulda beni aramış.
•    …………………tatilde beni çağırıyor.
•    Notlarım iyi olursa……………beni tatile götürecek.
•    Kitapları…………………getireceksin.
•    Bunları……………………alayım mı?
•    …………………sıra oluyorlar.
•    ………………………çok iyi anlıyorum. (Sözde özne)
•    …………………kırıldı. (Sözde özne)

Yüklemin aldığı eke göre özneyi yazınız.

geliyorum
koşuyorsun
yazıyoruz
okuyacaksınız
bakmazlar


Metindeki Özneleri, Yükleme Uygunluğunu ve Çeşidini İnceleyiniz.

Öğrenciler büyüklerine saygılıdırlar. Onlar okulludur. Cahil değillerdir. Saygısız olanlar okumamışlardır.
Saygılı olacaksın, başarırsın. Başarırım, dersen, başarırsın. Bu işi yapamam, ben beceremem, demek, sana fayda vermez.
Okullu öğrenci çevresine ışık saçar. çevreni sana uydurmalısın. Sen çevrene uymamalısın.



DOLAYLI TÜMLEÇ

Hatırlatma : Türkçe’de ismin durumunu bildiren ekler kelimenin sonuna eklenirler. Kelimeyi belirtir, ayrılma durumunu, bulunma durumunu, yönelme durumunu ifade etmeye yararlar.

Ev     (Yalın hali)
Ev-i     (Belirtme durumu)
Ev-e    (Yönelme durumu)     Bu üç durumu belirten cümle
Ev-de    (Bulunma durumu)     öğesi Dolaylı Tümleç olan
Ev-den     (Ayrılma durumu) kelimelerden oluşur.




Kural : Cümlede yönelme, bulunma, ayrılma bildiren kelimeler Dolaylı tümleçtir.



Ahmet eve gelmedi. (nereye gelmedi?Eve; yönelme ifadesi vardır.)

Özne D.T Y


Selda evde ders çalışıyor. (nerede çalışıyor?Evde; Selda’nın bulunduğu
Özne D.T B’sizN Y yer ifade ediliyor.)


Bugün okuldan geç çıktık. (nereden çıktık?okuldan; okuldan ayrıldığımız
Z.T D.T. Z.T Y ifadesi var.)


Dikkat:
1.    Dolaylı tümleçler pratik olarak bakıldığında ismin –e,-de,-den halinde olan kelimelerdir.
2.    Yükleme sorulan sorular da ismin –e, -de, -den hal ekini almışlardır, nere?, nereye?,nerede?,nerde?,nereden?, nerden? vb.

Kedi dama çıktı.

Bu şiiri…………………armağan ediyorum.
Kalemim…………………kaldı.
Yürüyerek ………………geliyordum.



•    Parantez içindeki kelimeleri uygun ve D.T. olacak şekilde çekimleyerek boşlukları doldurunuz.


……………tuz koydun mu? (yemek)
Kardeşim………………gitti. (okula)
Ahmet,……………gücenmiş. (Mehmet)
……………su kalmamış. (Sürahi)
……………hiç akıl yok mu? (sen)
……………ayrılıyorum. (Ankara)

“Bu güzel çiçekleri nereden aldın?” sorusuna alınan cevap cümlenin ………………öğesidir.

Tanımı tamamlayınız.

Dolaylı tümleç olan kelime ya da kelime grupları ……………………, ………………,…………………, ifadesi verirler ve ………………,……………… halinde bulunurlar. Yükleme sorulan ……………,………………,……………, sorularına cevap verirler. Örnek ;


Ahmet…………………gelmedi.
Metin…………………kalmış.
Musa…………………geç çıkmıştı.

“Bu güzel çiçekleri nereden aldın?” sorusuna verilecek cevap cümlenin hangi ögesidir?

a) Özne    b) D.T.    c) Z.T. d) N.T. e) Yüklem

Sorulardan hangisi dolaylı tümleç olur?

A-    Zehra ne zaman geliyor?
B-    Az önce gelen kim?
C-    Ankara’da kimi gördünüz?
D-    Ne alırdınız?
E-    Bu kitabı kimden almıştım



ZARF TÜMLECİ :

Kural: Yüklemi tamamlayan öğedir. Yüklemin durumunu, nasıl ve nice olduğunu belirtir.

Yüzüme , anlamsız anlamsız baktı. (nasıl baktı?)
D.T. Z.T. Y

Sessizce, odaya girdik. (odaya nasıl girdik?)
Z.T D.T. Y

Sen bu kitabı mutlaka okumalısın. ( nasıl okumalısın?)
Özne N.T Z.T. Y
Dün sana bir tepeden baktım aziz İstanbul. ( Ne zaman baktım?)
Z.T. Y
Şimdi cevapları söyleyemem. ( Ne zaman söyleyemem?)

Z.T. N.T. Y


Dikkat : Zarfı bulmak için yükleme; nasıl, ne şekilde, ne kadar, ne zaman …vb. sorular sorulur. Alınan cevap yüklemi belirtir, niteler durumdaysa zarftır.
Eğer nasıl, ne şekilde, ne kadar soruları bir isme soruluyorsa alınan cevaplar Sıfattır. Karıştırılmaması gerekir.


Çalışkan öğrenci başaralı olur. ( nasıl olur? başarılı yüklemi tanımlıyor,
sıfat Z.T. Y yükleme sorulan soruya yanıt veriyor)

Özne

( nasıl öğrenci? Çalışkan öğrenci kelimesini tanımlıyor SIFATTIR.)


Uygun Sıfatları Yerleştiriniz.

Okullar………………açılacak. (Zaman zarfı)
………………çıkmayınız.(yer-yön zarfı)
Gülü……………seviyormuş. (miktar zarfı)
………………konuşmuyorsun? (soru zarfı)
…………………uzaklaştılar. (durum zarfı)




Aşağıdakilerden Hangisinde Zarf Tümleci Yoktur?

A-    Emrahlar bu geziye katılacaklar.
B-    Sabah erken uyanacağız.
C-    Sorular pek zora benziyor.
D-    Sabahtan beri yoldayız.
E-    Sorunları konuşarak halledelim.




Cümlelerin Hangisinde “Sen” Sözcüğü Asıl Vurgulanmak İstenen Sözcüktür?

A-    Sen ödevini yapmalısın.
B-    Ödevini sen yapmalısın.
C-    Sen yarın akşam gelirsin.
D-    Ödevini yapmalısın sen.
E-    Yarın akşam gelirsin sen.

NOT: Yükleme en yakın öğe asıl vurgulanmak istenen öğedir.

Aşağıdaki tanımı tamamlayınız.

Yüklemi……………öğe zarftır. Zarfı bulabilmek için yükleme;………………, ……………,……………,……………,……………,………………, sorularını sorarız, aldığımız cevap o cümlenin………………dır.



BAĞLAÇLAR

Tanım :Birbiriyle anlamca ilgili cümleleri, kavramları, eş görevli öğeleri, birbiriyle ilgili kelimeleri veya kelime gruplarını bağlamaya yarayan öğelere Bağlaç denir.


Başına sıraya koydu ve ağlamaya başladı.


Aşağıda boşluklara uygun bağlacı yerleştiriniz.

Çok yoruldu…………………uyuyuverdi.
Gelmek isterim……………çok işim var.
Ona haber verdik………………mektup da yolladık.
Onlar top oynuyor biz ……………çalışıyorduk.
Öğrencilere sınavda yardım edeceğim,…………kimseye söylemeyeceksiniz.
O zamanlar……… okuyor……………çalışıyordum.
…………para var…………pul.

(ne…ne, hem……hem, ve, ama, üstelik, ise(-se), ancak,)

İbrahim………………anladı.     oysaki
Çok konuşuyor……………çalışmıyorsun.     bile
Düşük not aldın……………çalışmadın.     üstelik
Hiç kitap okumuyorsun…………çok okumalısın.     çünkü



ÜNLEMLER

Korku, sevinç, heyecan, coşku, acı, üzüntü, ürperme, tiksinme vb. duyguları belirten kelimelerdir.
“a!, e!, ah!, ah!, oh!, üf!, of!, eh!, ha!, ey!, ay!, hey!, vah!, tüh!, …vb.






Aşağıdaki boşlukları uygun olanı ile doldurunuz.

……! sıktın artık yeter!
……! nasılsın bakalım!
……! Neydi o günler!
……! Kimse yok mu?
……! Delikanlıya!
……! , bıktım artık.
…… Bak buna dayanamam.
…… iki gözüm neredesin?

(Vay!, Yoo!, Yeter be!, Bravo, A!, Ah!, Hey!, E!)



NESNE TÜMLECİ ( DÜZ TÜMLEÇ )

Kural : Cümlede yüklemin bildirdiği yargıdan etkilenen öğedir.

Aysel çantayı getirmemiş. (neyi? çantayı)

Özne N.T. Y

Aysel’in yaptığı ”getirme” işinden etkilenen obje; çantadır.


Dikkat : Yukarıdaki örnekte getirilen Aysel’e ait belli bir çantadır.


A-    Günaydın Aysel.
B-    Günaydın Cengiz. Nasılsın?
A-    Teşekkür ederim, ya sen?
B-    Ben de iyiyim. Biliyor musun, geçenlerde gördüğüm romanı okumalısın.
A-    Hangisi? Şu gördüğümüz roman mı?
B-    Evet, evet bahsettiğim o romanı mutlaka oku!
A-    Peki tamam, en kısa zamanda almaya çalışırım.


Diyalogta geçen roman daha önce görünen, bilinen bir romandır, herhangi bir roman değildir. Okunması istenen, alınması istenen, eylemden etkilenen öğe romandır.
İşte daha önce bilinen ve cümlenin yargısından etkilenen öğe Belirtili Nesnedir.




A-    İyi günler Cengiz.
B-    İyi günler Aynur, nasılsın?
A-    Teşekkür ederim, ya sen?
B-    Ben de iyiyim. Geçenlerde kitapçıdan çıkarken yine bir kitap aldım.
A-    O romanı mı yoksa?
B-    Hayır, hayır bunu bilmiyorsun!
A-    O zaman o aldığın kitabı da okumak istiyorum.
B-    Tamam, en kısa zamanda veririm. Hoşça kal.
A-    Hoşçakal.


Diyalogta geçen konu alınan bir kitap üzerinedir, herhangi bir kitap olan alınan nesne yalın halde haber veriliyor. Daha önce bahsettikleri kitap olup olmadığı sorulurken –i hal ekiyle soruluyor.


O romanı mı?
Yine bir kitap aldım.


Eğer cümlede bahsedilen yargıdan etkilenen belirsiz bir obje, nesne ise cümle içerisindeki görevi Belirtisiz Nesnedir.


Köylülerden biri ocağın üstüne bir bakraç bırakmış.

Özne     D.T.     N.T.     Y


Bırakma işini yapan “köylülerden biri” öznedir. Özne nereye bırakmış? Ocağın üstüne , dolaylı tümleçtir. Ocağın üstüne köylüler den birinin bıraktığı nesne ne? Bir bakraç; Belirtisiz nesne tümlecidir ve bırakma işinden etkilenen öğedir.


O bakracı köylülerden biri unutmuş.

N.T. Özne Y


Unutulan nedir? Bakraç ama gösterilen, daha önce bilinen bir bakraçtır. Neyi unutmuş? Bakracı. Belirtili Nesne Tümlecidir.

O halde; yükleme “ne” sorusu sorularak bulunan nesne, belirtisiz nesnedir.

Eğer yükleme “neyi?” sorusu sorularak nesne tespit ediliyorsa Belirtili Nesnedir.


Pratik Bilgi : Dikkat edilirse “ne?” sorusu yalın, alınan cevap yalındır. Belirtisiz nesne de yalın haldedir.

Eğer yükleme sorulan soru “neyi?” sorusu ise (-i halinde) alınan cevap da -i halindedir ve Belirtili Nesnedir.


Atatürk Cumhuriyeti kurup çocuklara armağan etti.

özne B’li nesne D.T. Y

Masal dinlemek zevklidir.
B’siz Nesne Y




Aşağıdaki Tabloyu Tamamlayınız.

ÖĞE    YÜKLEME SORULAN SORULAR
Özne    
B’li Nesne    
B’siz Nesne    
Dolaylı Tümleç    

Zarf Tümleci    




Aşağıdaki cümleleri inceleyiniz.

•    Herkese tutumlu olmayı öğretmelisin. (kullanılmayan öğeyi bul)
•    Adem, arkadaşına iyi davranmalısın.
•    Bizim pilavlıklar geldi derdi.
•    Adanın tek tepesine gittiklerini gördüm.
•    Onu herkes sever.
•    Atatürk dünyanın tanıdığı liderdir.
•    Bu soru zor.
•    Kuşlar pencerenin önünde yem yiyorlar.
•    Görünen köy kılavuz istemez.
•    Bir bir döküldü yapraklar.
•    Bazen canım ona çok sıkılıyor.
•    Çocukluğumuzun mutlu yıllarını unutmayınız.
•    Komşularımıza iyi davranmalıyız.
•    Hüseyin bey paraları hızlı hızlı sayıyordu.
•    Bizim evden şehrin ışıkları görünüyordu.
Hangisi cümle değildir?
•    Bu gök deniz nerede var.
•    Nerede bu dağlar taşlar.
•    Bu ağaçlar güzel kuşlar
•    Yürüyelim arkadaşlar.

•    Kapının önünde üç kişi duruyordu.
•    Yosun kokmayan gemi, tekerleksiz arabaya benzer.


Dikkat : İsmin hal eklerini hatırlayınız. Yalın hal ve –i hali Nesne tümlecini oluşturur.
B’siz NT
Ev     (Yalın hali)     Nesne tümleci    
Ev-i     (Belirtme durumu)     B’li NT
Ev-e    (Yönelme durumu)    
Ev-de    (Bulunma durumu)     D.T
Ev-den     (Ayrılma durumu)



Tanımı Tanımlayınız.

Nesne, cümlede bildiren işten………………………öğedir. “Ne?” sorusu yükleme sorulunca……………………’yi elde ederiz. Yükleme sorulan ………………sorusu B’li Nesneyi verir. B’li Nesne ismin -……halindedir. ve ………………durumunu ifade eder.
Öğrencilerden biri duvara ……………………asmış. (B’siz nesne)
………………öğrencilerden biri duvara asmış. (B’li nesne)


Aşağıdaki Cümlelerde Nesneleri Bularak B’li ya da B’siz Olduğunu Yazınız.

•    Gülfidan doktor olmak istiyor.
•    Niyazi kitabı unutmuş.
•    Kemal ders çalışmıyor.
•    Aynur yazıyı hazırlamış.
•    Hatice defteri götürmüş.
•    Evin avlusunda oynarken, aşağıda, gümüş söğütler arasında görünen derenin hışırtısını duyuyorduk.
•    Öğrencinin o perişan hali unutulmaz.





SIFATLAR ( ÖNADLAR )


Varlıkları (isimleri) türlü yönlerden niteleyen, belirten kelimelere sıfat denir. İsim soylu kelime olduklarından, ismin alabileceği tüm ekleri alabilirler. Bir isim başka bir ismi nitelerse sıfat olur yalnız başına sıfat yoktur. İsme sorulan “nasıl?” sorusu sıfatı verir.(sıfat + isim)


1-    Niteleme Sıfatları: Kendinden sonra gelen ismin, nesnenin rengini, kokusunu, biçimini,……vb gibi niteliğini belirtir.

büyük adam, kötü iş, iyi insan…gibi
……………adam olunca, doktor diyecekler. (nasıl adam olunca?)

2-Belirtme Sıfatları : Varlıkları türlü yönlerden belirten kelimelerdir.

a)    İşaret Sıfatları: Nesneleri göstererek belirten sıfattır. bu, şu, o Türkçe’deki işaret sıfatlarıdır.
Bu kitap çok güzel.    ( Yakında bulunan nesne için bu)
O köy bizim köyümüzdür. ( Uzakta bulunan nesne için o)
Şu öğrenciyi çağırın. ( Şu, biraz uzakta bulunan nesneler içindir.)

b)    Soru Sıfatları : Nesneleri soru yönünden belirten sıfatlardır.

Hangi apartmanın önünde bekleyeceksin?
Kaç ay oldu görüşmeyelim?
Nice yıllar dileğimle…
Neredeki ev?

c)    Belirsizlik Sıfatları : Bir ismi, ona kesinlik kazandırmadan belirtir.

Bütün dünyaları verseler de…
Bir köylü vardı odada.
Başka insanlar ne düşünürler?
Bazı günler gelmeyeceksin.
Her anne çocuğunu sever.
Kimi insan az çalışır.


d)    Sayı Sıfatı : Bir ismin, nesnenin sayısını, sırasını, oranını belirtir.

Üç gün sonra gel! (Asıl sayı sıfatı)
İkinci sınıftan bir öğrenci gelsin. (sıra sayı sıfatı)
Her öğrenci 25’er (yirmibeşer bin lira) getirecek . (üleştirme sıfatı)
Sınıfın dörtte üçü anladı. ( kesir sayı sıfatı)


Aşağıdaki Boşlukları Dolduralım.

………………insan herkesçe sevilir.     Niteleme sıfatı
……………etin suyu yavan olur.     ″
……………hesapları karıştırmayın.     ″
Böyle …………bir duruma düşmek istemem.     ″
Size ……………kitaplar aldım.     ″
……………araba senin mi?     İşaret sıfatı
……………daireyi kiraladım.     ″
……………insanlar çok perişan.     ″
……………daire sizin?     Soru sıfatı
…………ay oldu gelmeyeli?     ″
Bu …………Dünya böyle?     ″
…………yiğitler gitti Kurtuluş savaşında.     ″
…………zaman görüşürüz.     Belgisiz sıfat
…………insanlar çalışır ama başaramaz.     ″
…………gün geç geliyorum.     ″
…………laf, …… iş istiyoruz.     ″
……gün sonra yanıma ……kişi gelsin.     Asıl sayı sıfatı
Kasımın …………haftası sınav var. Sıra sayı sıfatı
Sınav kağıtlarının çekimi için…………getirin.    Üleştirme sıfatı
Başarıda …………………artış var.     Kesir sayı sıfatı



ARASÖZ ( ARA CÜMLE )

Tanım : Cümleden çıkarıldığında cümlenin anlamında değişiklik yapmayan arasözlerdir.

Ara sözler (ara cümleler) cümlenin herhangi bir öğesi olabileceği gibi bazen de cümle dışı bir unsur olabilirler.

Siz, kim ne derse desin, derslerinize çok çalışın.
“kim ne derse desin” ara sözü;

1-    çıkarıldığında cümlenin ifadesi bozulmuyor
.
2-    Cümlenin herhangi bir öğesi durumunda değildir. Cümle dışında kullanılan bir unsurdur.

Üç gün sonra, 29 Ekim’de, cumhuriyeti kutlayacağız.
Z.T.     B’li N     Y

“29 Ekim’de” arasözü;

1-    çıkarıldığında ifade değişmiyor, bozulmuyor.
2-    yükleme sorulan “nezaman” sorusuna cevap vererek zarf tümleci görevi üstleniyor.


Siz, Güvem ilköğretim okulu öğrencileri, başarmalısınız.
Özne     Y

Ülkemizi kurtaranı,………………, unutmamalıyız.

B’li nesne     Y


Aşağıdakilerden hangisinde cümlenin öğesi olmayan açıklayıcı bir arasöz vardır?

A-    Bu olaydan sonra, sen de hatırlayacaksın, onunla konuşmadım.
B-    Bir süredir, bu fırsatı bekliyordum.
C-    Bugün 40’ın üzerinde olanlar, bu olayı çok iyi hatırlarlar.
D-    Acayip sesi duyanlar dışarı, balkona çıkıyorlardı.
E-    Benden çok sana inanırlar.

Cevap : A


Hangi arasöz dolaylı tümleç görevindedir?

A-    Ankara’daki evlerine, özledikleri yere, dönüyorlar.
B-    Ses, iyi kullanılırsa, oyuncuyu başarıya ulaştırır.
C-    Kadın onu, kara kuru çocuğu, kucağına aldı.
D-    Kitap alanlardan biri, öğretmen, ağır ağır yaklaştı.
E-    Nemli hava, insanı etkileyecek biçimde, koyulaşıyor.

Cevap : A

Hangi arasöz nesnedir?

A-    Yan komşu, Mustafa Beyler, akşam geliyorlar.
B-    Yaramaz, yan odaya, gizlenmiş.
C-    Çocuk, acı olayı, heyecanla anlattı.
D-    Kartlar, bayram tebrikleri, yerlerine ulaşmış.
E-    Adam, yanındaki çocuğa, ters ters baktı.

Cevap : B





CÜMLE ÇEŞİTLERİ

1-    Yüklemlerine Göre Cümle Çeşitleri :
-    Yüklemin yapısına göre belirlenir.
-    Yüklemin bütünüyle ve cümlenin ifadesiyle ilişkili parçalanamayan en küçük biriminin cinsine göre adlandırılır. ( Yüklemin köküne göre )

a)    İsim Cümlesi : Cümlede bildirilen oluşun, yüklemin, köküne göre cümlelerdir. Eğer yüklemin bütünüyle ilişkili parçalanamayan en küçük birimi –kökü-ne –mek, -mak mastar eklerinden biri getirilemiyorsa yüklem isim soyludur. İsim soylu yükleme sahip cümleler de İsim Cümlesi olarak adlandırılır.

Çocuğun yüzü kıpkırmızıydı.

“Kıpkırmızıydı” yüklemi çekimli bir yüklemdir ancak “kıpkırmızı” köküne –mek, -mak mastar eklerinden biri getirilemediğinden isim soylu kelimedir. O halde cümle isim cümlesidir.

Tok ağırlaması güçtür.
“güçtür” yükleminin kökü “güç”, -mek, -mak mastar eki eklemeye çalıştığımızda kök kabul etmez; güç-mek, güç-mak. O halde “güç” (zor anlamında) kelimesi isim soyludur. Cümle de isim cümlesidir.

Aslan yatağından bellidir.

“bellidir” yüklem midir?
yüklemin kökü nedir?
Köke –mek, -mak mastar eklerinden biri eklenebiliyor mu?
Cümlenin çeşiti nedir?


b)    Fiil Cümlesi : Cümlenin bildirdiği işi, hareketi, yargıyı, belirten yüklemin, bütünüyle ilişkili parçalanamayan en küçük birimine, köküne, -mek, -mak mastar eklerinden biri eklenebiliyorsa yüklem fiil soylu, cümle de fiil cümlesidir.

Yakışır mı senin gibi delikanlıya?

Soru cümlesinde yüklem “yakışır”dır. Yüklemin bütün ile ilişkili parçalanamayan en küçük birimi, kökü, “yakış”tır “yakış” köküne mastar eklerinden biri eklendiğinde kökün fiil olduğu görülür “yakış-mak”. O halde cümle fiil cümlesidir.

Yarın yazılı olacaksınız.

Yüklem nedir?
Yüklemin kökü (bütünüyle ilişkili, parçalanamayan en küçük birimi) nedir?
Köke mastar eklerinden hangisi eklenebilir?
Yüklem fiil mi, isim midir?
Cümlenin çeşidi nedir?


Not: Cümle çeşidini tayin ederken yukarıdaki soruları kendinize sormayı unutmayınız.

Aşağıdaki Cümleleri Yüklemlerine Göre İnceleyiniz.

Ağaçların yaprakları dökülüyor.
Bugün hava güzel.
Türkçe’yi artık daha iyi anlıyorum.
Dün çok üzgündüm.
Yazın çok çirkin.

Boşlukları Uygun Doldurunuz.

Çocuğun yüzü……………………………(isim cümlesi yapın)
Aslan yatağından…………………………(fiil cümlesi yapın)
Tok ağırlaması……………………………(isim cümlesi yapın)
Uslu haberi usludan………………………(fiil cümlesi yapın)
Altın eşik, gümüş eşiğe……………………(isim cümlesi yapın)
Bu habere çok………………………………( fiil cümlesi yapın)


Tanımlardaki Boşlukları Doldurunuz.

Cümlenin bildirdiği;…………,……………,……………, bildiren yüklemin …………, -mek, -mak mastar eklerinden biri eklenebiliyorsa cümle …………………cümlesidir.
Cümlede bildirilen;……………,……………,……………,köküne ………… ,……………eklerinden (mastar) biri getirilemiyorsa cümle………………cümlesidir.


Metindeki Cümleleri Yüklemlerine Göre İnceleyiniz.

Bugün hava güzel. Ağaçlar çiçeklendi. Kuşlar ötüşüyor. Ders çalışmak çok zor. Biliyorum. Ama senin gibi delikanlıya bunlar yakışır mı? Hem bu havalar seni soğutmasın derslerden. Sen zararlı olursun. Senin de gezmek, dolaşmak hakkın ama önce ders çalışmalısın. Başarmalısın ki gezesin.

2-Öğelerin Dizilişlerine Göre Cümle Çeşitleri:

Türkçe cümle yapısında;

Ö    +    T +    Y    kuralı vardır.
Ahmet     okula     geldi.


Bu kurala uyan cümleler Kurallı ( düz) Cümlelerdir.
Eğer yüklem sonda yer almıyorsa ( diğer öğelerin yerleri önemsizdir. ) Devrik ( kuralsız ) Cümledir.


Y +    T    +    Ö
geldi     okula     Ahmet


yada


T    +    Y    +    Ö
Okula     geldi     Ahmet


yada


Ö    +    Y    +    T
Ahmet     geldi     okula


Dikkat: Yükleme en yakın öğe, cümlede vurgulanmak istenen öğedir.


Öğrenci ders çalışmalı.
ö     T     Y
(vurgulanan)

Öğelerden yüklemin (genellikle ) söylenmemesi durumunda Eksiltili Cümle oluşur.

Atın ürkeği, yiğidin korkağı…………………(sevilmez)
Borç vermekle, düşman vurmakla……………………(tükenmez)

Cümle içerisinde bulunan arasöz ( aracümle ) Parantez Cümlesini oluşturur.

Babası tüm çocuklarını, hele Ömer’i, çok severdi.

Herkes sizi, Güvem İlköğretim okulu öğrencilerini, konuşuyor.






Aşağıdaki Cümleleri Öğelerin Dizilişine Göre İnceleyiniz.

Ahmet okula gelmedi.
Yağmur şiddetli yağıyor.
Kardeşim dün geldi.
Bülbüllerin şarkısını dinleyelim yan yana.
Ağlıyordu koştum yanına hemen.
Tüm dersleri, hele Almanca’yı, çok seviyorum.
( cümlelerde asıl vurgulanmak istenen kelimeyi gösteriniz.)


Kurallı ve Kuralsız Cümleleri İşaretleyiniz.

Kurallı     Kuralsız
-Bahar erdi güller açtı burada     X
-Bahar çiçek çiçek gelince güzel.
-Gözlerim yollarda geçti kaç bahar!
-Ömrümüzün son demi, sonbaharıdır artık!
-Bir ilkbahar sabahı güneşle uyandın mı hiç!
-Kimse duymadı gittiğimi.
-Çocuklar oynuyordu güneşli havada.
-Dışarıda çelik gibi bir soğuk var.


3-Anlamlarına Göre Cümle Çeşitleri

-    Cümlede bildirilen yargının yapıldığını, olduğunu belirten cümleler Olumlu Cümledir.

Deli deliyi görünce çomağını saklar.

-    Cümlede bildirilen yargının yapılmadığını, olmadığını belirten cümleler Olumsuz Cümledir.

Acı patlıcanı kırağı çalmaz.

Dikkat : Bir cümleyi olumsuz yapmak için yüklemin köküne olumsuzluk ekleri eklenir. (-me, -ma, -mez, -maz vb.)

Bir cümlede iki olumsuzluk bir arada bulunuyorsa cümlenin ifadesi olumluluk bildirir.

Bizim de aklımız yok değil ( var )

Öğrenci çalışmıyor diyemem. ( çalışıyor)
-    Cümlede soru eki, soru kelimesi varsa; Soru Cümlesidir.
Hala çalışmıyor musun?
Neden gelmedin?
Bu çanta senin mi?
Bu kaçıncı ders?

Dikkat : Bazı cümlelerde soru kelimesi yada soru eki olduğu halde soru ifadesi taşımazlar. Böyle cümleler soru cümlesi değillerdirler.

Eve vardı mı, varmadı mı bilmem.
Kaç aldığımı bilmiyorum.
Neden geldiğini anlamadım.

Korku, heyecan, ürperme, şaşkınlık gibi duyguları ifade eden cümleler Ünlem cümleleridir.

İmdat batıyoruz!
Oh ne güzelmiş özgürlük!
Eyvah gene kar yağıyor!


Aşağıdaki Cümleleri Anlamlarına Göre İnceleyiniz.

Bugün hava çok güzel. (olumlu)
Kardeşim yarın gelecek.
Sigara sağlığa zararlıdır.
Sürahide su kalmamış. (olumsuz)
Sınıfta kimse yok.
Buradan pek görünmüyor.
Bu hareketini beğenmedim.
Evde ne sebze, ne meyve, ne de yağ var.
Rüstem kaza mı yapmış?
Saat kaç?
Kalemi kaça aldın?


Dikkat : Olumsuzluk bildiren “ne……ne,”ne……ne de” bağlacının bulunduğu cümlelerde yüklem olumlu da olsa, anlam olumsuzdur.
“Evde ne sebze, ne meyve, ne de yağ var.” Cümlesinde “var” yüklemi olumlu olduğu halde ifade olumsuzdur.

4-Yapılarına Göre Cümle Çeşitleri

Cümlenin tanımını hatırlayalım; Bir duyguyu, düşünceyi, hissi karşımızdakine aktarmak yada haber vermek amacıyla, kelime yada kelime gruplarının dizilmesiyle oluşur.
Eğer bu kelime dizilişleri bir yargı ifade ediyorsa Basit Cümledir.

Aslan yatağından belli olur.
Ahmet okula geldi.

Eğer bu kelime dizilişleriyle birden fazla yargı, iş-oluş, hareket bildiriyorsa Bileşik Cümledir.

a)    İç içe bileşik cümleler; Bir cümle başka bir cümlenin içine girerek oluşur. Bu cümlelerde bir cümle diğer bir cümlenin herhangi bir öğesi olabilir.

Ona “çok çalışmalısın.” demiş.


Deprem oluyor, sandım.


Sen iyi not aldın, varsayalım.



Not : Yan cümle, temel cümlenin ifadesini tanımlayıcı, belirtici, açıklayıcı rol üstlenir. Burada mühim olan temel ve yan cümleyi iyi ayırt etmektir. Temel cümle, cümlenin bize vermek istediği asıl yargıyı taşır.
Yan cümle temel cümlenin herhangi bir öğesi durumunda bulunabilir. Bu durumda yan cümlenin de öğeleri ayrıca bulunabilir.

b)    Şartlı Bileşik Cümle ;
Hatırlatma : Fiillerde yada yüklemde şart ifadesi taşıyan ek “-se, -sa” ekleridir.
Biri diğerinin şartı olan ve birbirine şart ekiyle bağlanan cümleler şart bileşik cümledir.
Temel cümlenin ifade ettiği yargının okunması yan cümledeki şarta bağlıdır.

Hava güzel olursa, balığa çıkarız. (temel cümle “balığa çıkarız”dır. Balığa çıkma işi ancak havanın güzel oluşuyla gerçekleşecektir.)

Çok çalışırsanız, sınavı kazanırsınız.


c)    Ki’li Bileşik Cümle;

Dikkat : Ek olan –ki ( ilgi eki ) ile karıştırılmamalıdır.
Ki bağlacının sonuna gelen cümleye, neden-sonuç ilişkisine göre,bir başka cümleye bağlanmasıyla oluşan cümlelerdir.

Bir de baktım ki öğretmen derse girmiş.
Sonunda anladım ki çok çalışmalıyım.

d)    Bağlı Bileşik Cümle ; Birbirine bağlaçla bağlı cümlelerdir.

Bağlaçlar; “ve, de, dahi, ise, ama, fakat, ancak, lakin, ya…ya, ne…ne vb.

-    Başını omuzlarına koydu ve ağlamaya başladı.
-    Çok çalıştım ama iyi puan alamadım.

e)    Girişik bileşik cümle ; içinde fiilimsi ( isim-fiil, sıfat-fiil ve zarf-fiil ) bulunan cümlelerdir.

Fiilimsi : İsim soylu oldukları halde yapım ekleri ile fiil görevi görürler.
Girişik bileşik cümlelerde yan cümlecik vardır. Fiilimsi yan cümleciğin yüklemini oluşturur.
Yan cümlecik temel cümlenin herhangi bir öğesi durumunda bulunabilir.

Akacak kan damarda durmaz.     ( Özne durumunda)


Bu öfke dolu bakışlar beni korkutuyor.     (Özne durumunda)


Bütün öğrenciler onun ağlayışını seyrettiler.    (Nesne görevinde)


Size ders çalışmanızı söylemiştim.     (Nesne görevinde)


Ağlamayan çocuğa meme vermezler.     (D.T. görevinde)

Camı kırarak kaçtı.     (Z.T. görevinde)





f)    Sıralı Bağımsız Cümleler; Öğelerin hiç biri ortak olmayan sadece anlamca birbirini tamamlayan cümlelerdir.

Tavşan dağa küsmüş dağın haberi olmamış.
Ahmet ekmek, peynir, zeytin almış.

g) Sıralı Bağımlı Cümle; Öğelerin biri yada birkaçı ortak olan cümlelerdir. Anlamca da birbirlerini tamamlarlar.

Kitabı eline aldı, okumaya başladı.    (özne= O ortaktır)
Akşamları eve gider, yemeğini yer, ders çalışırdı.
(özne=O ortak, Akşamları=Z.T. ortak)



Cümleleri Yapılarına Göre İfade Edin


Ayağını yorganına göre uzat.     (Basit cümle)
Komşu komşunun külüne muhtaçtır.
Her ağaç kökünden kurur.
Ülkemizi Atatürk kurtardı.
O tüm Dünyanın dahisiydi.
Ona, “sen tembelsin” demiş.
Siz bu dersi anladınız kabul ediyorum.
Hava güzel olursa balığa çıkarız.
Anladım ki çalışırsan başaracaksın.
Başımı omzuma dayadı ve ağladı.
Bizi ne arıyor, ne soruyorsunuz.
Akacak kan damarda durmaz.
Eve gitmeye karar verdik.


Yan Cümlecikler Cümlenin Hangi Öğesi Durumundadır.

Akacak kan damarda durmaz.    (Akacak kan=özne)
Görünen köy kılavuz istemez.
Uçağın düşüşünü seyrettiler.
Eve gitmeye karar verdik.
Elindekini atarak kaçtı.
Eve varmadan olmaz.
(Fiilimsileri de gösteriniz)

Hangisi Yapısına Göre Basit, Dizimine Göre Devriktir?

A)    Bu eser, bir sanatçının hayatını anlatıyor.
B)    Aynı kitabı birçok kez okudum.
C)    Bütün bu olaylar, bir tek gerçeği anlatıyor.
D)    Son romanında karışık anlatmış.
E)    Vereceği cevabı toparlayamadı galiba. Cevap :C


Olumlu ve Olumsuzluk !

-    Senin ne yaptığını sanki bilmiyorum.
-    Ona anlatmak mümkün değil.
-    Ders çalışmayı düşünmüyor.
-    Evde yok yok.
-    Olay yanlış değil.
-    Bunu bilmiyordum.
-    Sen de göreceksin, o gelecek.
-    Hayvan konuşamaz ama anlatır.



Metinde Geçen Cümleleri İnceleyip Çeşidini Söyleyiniz.


Ozan, ödevini yapıyorsa akşamları annesinin, ödevini yap, ikazı ile yapıyordur. Oysa ki o kendiliğinden bu görevi yapmalı.

Öğrenci eve gelince o günkü derslerini tekrarlamalı ki unutmasın. Hiçbir zaman ; san ders çalışmanı söylemiştim, dedirtmemeli ailesine. Ödevlerini bitirip, dengeli beslenip, iyi uyuyup erken kalkmalı.

Öğrenci bilmeli ki; çok çalışırsa, çok başarır. Çok çalışıyor varsayalım, ama tekrarsız olmaz.

Ozan derslerinin hepsini, matematiği, Türkçe’yi, fen bilgisini, hele fen bilgisini çok sever zaten.


FİİLER ( EYLEMLER )


İş oluş, hareketi zamana ve kişiye bağlı olarak anlatan kelimelerdir.

Mastar halde bulunabilen tüm kelimeler fiildir. Türkçe’de mastar eki “-mek, -mak” ekleridir. Kelimenin; bütünü ile anlamlı parçalanamayan en küçük parçasına, köküne, “-mek, -mak” eklerinden biri getirilebiliyorsa kelime fiildir.

Yapı Bakımından Fiiller


1-    Basit Fiiller : Hiçbir yapım eki almamış fiillerdir. Çekim ekleri almış olabilirler.

Dikkat: Kelimenin köküne eklenerek anlamını değiştiren ekler yapım ekleridir. Göz kelimesi bir organ adı iken göz-lük kelimesi – lük eki ile organa takılan cam ve çerçeveden oluşan aracın adı olmuştur.

ye -, iç -, uyu -,……Basit fiillerdir.


2-    Türemiş Fiiller ; İsim yada fiil kök yada gövdelerinden yapım ekleri eklenerek türetilmiş fiillerdir.

su – la – mak , baş – la – mak
yaz – dır – mak , koş – tur – mak


3-    Bileşik Fiiller : Bir kelimeyle ( isim veya fiilimsi ) kalıplaşarak meydana gelen fiillerdir.

hasta + olmak , geli + vermek


Metinde Geçen Fiillerin Yapı Bakımından Ne Tür Olduklarını Söyleyiniz.

Ozan okuldan gelir, temizlenir, yemeğini yer, ödevini yapar sonra biraz televizyon seyreder ve uyurdu.

Haftasonu çiçekleri sular, oyuncaklarını toplar, ödevini yapardı. Ama matematiği annesine yaptırır.

Annesine, anneler gününde çiçekçiden çiçek alır, hediye olarak verirdi. Onu öpüverir utancından hemen kaçıverirdi.

Oyun oynarken koşturur, hasta olur, pek kolay kolay da iyileşivermezdi.




FİİLLERDE ŞAHIS, ZAMAN, KİP

A)    Şahıs : Gizli özneyi fiildeki ( yüklemdeki ) şahıs ekleriyle tespit ederiz.


Ben Okula gel-iyor-um.
Sen Bu gece gel-ecek- sin.
Biz Tiyatroya git-ecek-iz.
Siz Oraya git-me-y-ecek-siniz.
Onlar Bu akşam gel-iyor-lar.

Dikkat : 3. Tekil şahıs eki yoktur.
•    Ödevini kısa sürede yaptı-


B)    Zaman : Temel olarak 4 basit zaman vardır.

1.    Şimdiki zaman
2.    Gelecek zaman
3.    Geniş zaman
4.    Geçmiş zaman
a)    –di’li geçmiş zaman (yaşanılan geç zaman)
b)    –miş’li geçmiş zaman (duyulan-öğrenilen-geç zaman)


Şimdiki Zaman : İçinde bulunduğumuz zamanın ifadesidir.

Ödevimi yapıyorum.     (yap fiil kökü yap-mak,
-ıyor şimdiki zaman eki,
-um şahıs eki)


1-Şimdiki Zaman ; fiil, kök yada gövdesine –iyor,-ıyor, -uyor, -üyor, -yor eklerinden biri getirilerek oluşturulur.

gör-üyor-um     koş-uyor-uz
gör-üyor-sun     yaz-ıyor-sunuz

görmek fiilini şimdiki zamanda şahıslara göre çekelim.

I. Tekil şahıs     Ben gör-üyor-um.
II.Tekil şahıs     Sen gör-üyor-……
III.Tekil şahıs     O gör-……-……

I.Çoğul şahıs     Biz gör-………-……
II.Çoğul şahıs    Siz gör-………-……
III.Çoğul şahıs    Onlar gör-………-……

ŞAHISLAR    Fiil Kökü    Zaman Eki    Şahıs Eki
I. Tekil şahıs    gel-    
II.Tekil şahıs    bil-    
III.Tekil şahıs    başar-    
I.Çoğul şahıs    çalış-    
II.Çoğul şahıs    söyle-    
III.Çoğul şahıs    uyu-    


Aşağıdaki ifadeleri yazınız.


1-    Yazmak fiili II.Tekil şahıs, şimdiki zaman
2-    okumak fiili III.Çoğul şahıs, şimdiki zaman
3-    vermek fiili, şimdiki zamanın, II.Çoğul şahsı
3-    Gelecek Zaman : İçinde bulunulan zamandan sonra oluşacak iş-oluş-hareketi bildiren zamandır.

Gelecek zaman; fiil kök yada gövdesine eklenecek –ecek,-acak, -cak ekleri ve şahıs ekiyle oluşturulur.


koş-(mak) koş-acak-ım (koşacağım)


Ahmet’e söyledim; ödevini getirecek

(Ahmet’in ödevini getirmesi, cümlenin söylendiği zaman diliminden sonraki bir zaman diliminde gerçekleşecektir.)

konuşmak fiilini gelecek zamanda ve şahıslara göre çekimleyelim:

I. Tekil şahıs     Ben konuş-acak-ım.
II.Tekil şahıs     Sen konuş-acak-sın
III.Tekil şahıs     O konuş-acak-
I.Çoğul şahıs     Biz konuş-acak-ız
II.Çoğul şahıs    Siz konuş-acak-sınız
III.Çoğul şahıs    Onlar konuş-acak-lar


Hatırlatma:
1-Türkçe’de bir kelimenin sonundaki harf (sessiz, ünsüz) (p,ç,t,k)’lerden biri ise, bir sesli harf ile başlayan ek getirildiğinde bu ünsüzler “b,c,d,g,ğ” sessizlerine dönüşürler.

konuş-acak- ım konuşacağım

2-Bütün fiil çekimlerinde III.Tekil şahıs “O” şahıs eki almazlar.

konuş-acak-

yazmak fiilini gelecek zamanda alacakları şahıs eklerini de göstererek çekimleyiniz.

I. Tekil şahıs     Ben yaz-acak-……
II.Tekil şahıs     Sen yaz-……-……
III.Tekil şahıs     …. yaz-……-……
I.Çoğul şahıs     Biz yaz-……-……
II.Çoğul şahıs    Siz yaz-……-……
III.Çoğul şahıs    Onlar yaz-……-……

Aşağıdaki tabloda boş bırakılan yerleri doldurunuz.

Şahıslar    Fiil kökü    Zaman eki
(Gel.zaman)    Şahıs eki
I. Tekil şahıs    Ben    gör-    -ecek-    -im
………………    Sen    sus-    -………    …………
III.Çoğul şahıs    ……    sev-    -………    …………
III.Tekil şahıs    ……    dol-    -………    …………
………………    Siz    dök-    -………    …………
………………    ……    ağla-    -………    sınız
………………    ……    sat-    -………    lar

Türkçe’yi yeni öğrenen Susi’ye yardım ediniz.

Öğretmen    : Susi sana vereceğim ifadelerin doğrularını söyle
Susi    : Ama zor değil.
Öğretmen    : Susi, özlemek fiilinin şimdiki zamanda ve II.Tekil şahısta söyle.
Susi    : ……………………………
Öğretmen    : Peki, şimdi de “alacaksınız” fiilinin ekini ve kökünü söyle.
Susi    : ……………………………


4-    Geniş Zaman: İçinde bulunulan yada cümlenin söylendiği zamana göre önce ve sonra daima olduğunu ifade eder.
Süreklilik ifadesi taşır.

Ahmet her sabah kahvaltısını yapar.

Geniş zamanlı fiil oluşturulurken fiil köküne “-ar,-er, -ır, -ir,-ur,-ür,-r” eklerinden biri ve şahıs eki eklenir.

Ahmet ödevini zamanında getirir.
(Ahmet ödevini hep zamanında getirmiş, hiç geciktirmemiş, bundan sonra da zamanında getirecektir ifadesi taşır.)

söylemek fiilini şahıslara göre ve geniş zamana göre çekimleyelim.

I. Tekil şahıs     Ben söyle-r-im
II.Tekil şahıs     Sen söyle-r-sin
III.Tekil şahıs     O söyle-r-
I.Çoğul şahıs     Biz söyle-r-iz
II.Çoğul şahıs    Siz söyle-r-siniz
III.Çoğul şahıs    Onlar söyle-r-ler
duymak fiilini de siz şahıslara göre çekimleyiniz.

I. Tekil şahıs     duy-ar-ım
II.Tekil şahıs     duy-……-……
III.Tekil şahıs     duy-……-……
I.Çoğul şahıs     duy-ar-……
II.Çoğul şahıs    duy-……-……
III.Çoğul şahıs    duy-……-……

Aşağıdaki Tabloda Boş Bırakılan Yerleri Doldurunuz.

Şahıs    Fiil kökü    Zaman eki    Şahıs eki    Fiilin çekimi
I.Tekil şahıs    Ben    at-    -ar    -ım    atarım
……………    Sen    gel-    ……    ……    ……………
……………    ……    ……    ……    ……    yaparsınız
……………    O    ……    ……    ……    başlar
I.Çoğul şahıs    ……    çek-    -iyor    ……    ……………
………………    ……    ……    ……    ……    isteyecekler
………………    ……    ……    ……    ……    getiriyorsunuz
………………    ……    ……    ……    ……    kullanırım
………………    ……    ol-    ……    ……    okuyorsunuz
………………    Biz    koş-    -acak    ……    ……………
………………    ……    bozar-    ……    ……    başarırsınız
III.Çoğul şahıs    ……    çalış-    ……    ……    çalışırlar
………………    ……    ……    ……    ……    bakacaklar
………………    ……    ……    ……    ……    görüyoruz
………………    ……    ……    ……    ……    yazarsanız
………………    ……    ……    ……    ……    silerim


Susi’nin yanlışlarını düzeltiniz.

Öğretmen    : Susi, bize bir gününü anlatır mısın?
Susi    : Sabah ben erken kalkar……
Kahvaltı yapıyor
Okula gidecek
Akşam eve geliyor

Geniş Zamanın Olumsuzu :

I. Tekil şahıs Ben    yap-ma-m
Sen    yap-maz-sın
O    yap-maz-
Biz    yap-ma-y-ız
Siz    yap-maz-sınız
Onlar    yap-maz-lar


5-    Geçmiş Zaman : Cümlenin söylendiği zamandan önce yapılmış, olmuş, iş, oluş, hareketi ifade eder.
Geçmiş zamanı iki şekilde ifade ederiz.
Eğer yapılan işi, oluşu, hareketi görmüş, yaşamış, içinde yer almışsak “Yaşanılan Geçmiş Zaman “( di’li geçmiş zaman)
Eğer yapılan işi, oluşu, hareketi başkasından duymuş, doğrudan yaşamamışsak Duyulan Geçmiş Zaman (miş’li geçmiş zaman) da ifade ederiz.



a)    Yaşanılan Geçmiş Zaman :

Fiil köküne getirilen –dı,-di, -tı, -ti, -tu, -tü, -du, -dü eklerinden birinden sonra eklenen şahıs eklerinden uygun olanı ile oluşturulur.

Ahmet okula geldi. (“Ahmet’in okula geldiğine şahit olduk, onunla birlikte geldik yada o gelirken gördük” ifadesi taşır)

Çalışmak fiilini şahıslara ve –di’li geçmiş zamana göre çekimleyelim.

I. Tekil şahıs     Ben    çalış-tı-m
II.Tekil şahıs     Sen    çalış-tı-n
III.Tekil şahıs     O    çalış-tı-
I.Çoğul şahıs     Biz    çalış-tı-k
II.Çoğul şahıs    Sen    çalış-tı-nız
III.Çoğul şahıs    Onlar    çalış-tı-lar

Yapmak fiilini de şahıslara göre yaşanılan geçmiş zamanda çekimleyiniz.

I. Tekil şahıs     Ben    yap-tı-m
II.Tekil şahıs     Sen    yap-…-…
III.Tekil şahıs     O    yap-….-
I.Çoğul şahıs     ……    yap-……-……
II.Çoğul şahıs    ……    yap-……-……
III.Çoğul şahıs    Onlar    yap-……-……


Aşağıda Boş Bırakılan Yerleri Doldurunuz.

Şahıs    Fiil kökü    Zaman eki    Şahıs eki    Fiilin çekimli hali
II.Çoğul şahıs    Siz    yaz-    -dı    -nız    yazdınız
……………    Onlar    koş-    ……    ……    ……………
……………    Ben    ………    ……    ……    kırdım
……………    Sen    ………    ……    ……    yaptın
III.Tekil şahıs    ………    ………    ……    ……    baktı
……………    ………    ………    ……    ……    yürüdük
……………    ………    topla-    ……    ……    ………yoruz
I. Tekil şahıs    ………    sat-    -acak    ……    ……………
……………    Sen    al-    ……    ……    alırsın


Susi’ye Atatürk’ ü tanıtırken yardım ediniz.

Öğretmen    : Susi Atatürk kimdir?
Susi     : Atatürk 1881 yılında Selanikte………………(doğmak)
Kurtuşuş savaşını……………………    (başlamak)
Bir çok yenilikler…………………………    (yapmak)
Ben Atatürk’…… çok ………………    (sevmek)

Dikkat : Susi –di’li geçmiş zaman kullanmasına rağmen Atatürk’ügörmemiş, onun yaptıklarını yaşamamıştır. Ama tarihi olaylar anlatılırken de di’li geçmiş zaman kullanılacağını öğrenmiş.

Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u keşfetti.

a)    Duyulan Geçmiş Zaman :

İçinde yaşanılmayan ancak başkası tarafından haber verilerek öğrenilen geçmiş zamandır.
Fiil köküne eklenen –mış, -miş, -muş, -müş eklerinden sonra eklenen şahıs ekleriyle oluşturulur.

Öğretmen    : Susi bakar mısın, öğrencilerin hepsi gelmiş mi?
Susi     : Evet hepsi gelmiş.
( Öğretmen, öğrencilerin hepsinin geldiğini Susi’den öğreniyor. Kendisi henüz görmemiştir.)

Uyumak fiilini şahıslara göre çekimleyelim.

I. Tekil şahıs     Ben    uyu-muş-um
II.Tekil şahıs     Sen    uyu-muş-sun
III.Tekil şahıs     O    uyu-muş-
I.Çoğul şahıs     Biz    uyu-muş-uz
II.Çoğul şahıs    Sen    uyu-muş-sunuz
III.Çoğul şahıs    Onlar    uyu-muş-lar



Yürümek fiilini de siz çekimleyiniz.


I. Tekil şahıs     Ben    yürü-müş-üm
II.Tekil şahıs     Sen    yürü-……-……
III.Tekil şahıs     O    ……-……-……
I.Çoğul şahıs     Biz    ……-……-……
II.Çoğul şahıs    Sen    ……-……-……
III.Çoğul şahıs    Onlar    ……-……-……


Aşağıda belirtilen fiilleri belirtilen zaman ve şahıs ekleriyle çekimleyiniz.

Şahıs    mastar
fiil    Fiil
kökü    olumsuz
ek    Zaman
eki    Fiilin
çekileceği
zaman    Şahıs
eki    Fiilin
çekimli
hali
I.Tekil şahıs    Ben    toplamak    topla    -mı    -yor    şimdiki
zaman    -um    toplamıyorum
III.Tekil şahıs    …    yazmak
gelecek
zaman    

Biz    kırmak     geniş
zaman    
II.Tekil şahıs    …
ağlamak     duyulan
geç.zaman    

Siz    yapmak     görülen
geç.zaman    
I.Çoğul şahıs    …
açmak     yaşanılan
geç.zaman    

Sen    sevmek     gelecek
zaman    
II.Çoğul şahıs    …
okumak     şimdiki
zaman    

O    yıkmak     geniş
zaman    
II.Tekil şahıs    …    çizmek     duyulan
geç.zaman    


Susi’nin cümlelerini kontrol ediniz doğru ya da yanlış olduğunu, yanlış ise doğrusunu yazınız.

Doğru    Yanlış    Doğrusu
Ben topluyorsun     x
O yazacak
Sen ağlamışsınız.
Siz yaptınız.
Biz açmadık.
Sen sevecek.
Siz okumuyorlar.
O yıkmazım.
Ben çizmemişiz.

Aşağıda karışık verilen kelimeleri kullanacak olan Susi; kurallı, özne-yüklem uygunluğunda cümle kurarak, yardımcı olunuz.

yıkamak     ağlamak
sen     biz
ben     O
okumak
açmak     siz
onlar     silmek




Aşağıdaki eşlemeleri doğru yapınız.

Sen yıkayacaksın     Yaşanılan geç. zaman
O okuyacak     Gelecek zaman
Biz okuduk     Duyulan geçmiş zaman
Siz yazmışsınız     Geniş zaman
Onlar siliyorlar     Gelecek zaman
Ben açarım     Şimdiki zaman




Aşağıda verilen ifadeleri doğru eşleyiniz.

Sevmek fiili, II.Tek.şah, gelecek zam. olumsuzu     oku-yor-um
Okumak fiili, I.Tek.şah, şimdiki zam., olumlusu     sev-me-y-ecek-sin
Yapmak fiili, III.Tek.şah,geniş zam.,olumlusu     çiz-miş-sin
Çizmek fiili, II.çoğ.şah,duyulan geç.zam.,olumlu     topla-ma-dı
Toplamak fiili, III.çoğ.şah,yaşanılan geç.zam.olumsuz     yap-maz
Yazmak fiili, I.çoğ.şah, gelecek zam.,olumsuzu     oku-mu-yor-um


Dikkat : Geniş zaman olumsuzu diğer zamanlardaki gibi –me, -ma ekleriyle değil –mez, -maz ekleriyle oluşturulur.


Aşağıdaki İfadeleri Belirten Zamanlarda Yazınız.

Öğrenciler geldiler …………………………(şimdiki zaman)
Çayı demliyorlar     ……………………………(Görülen geç.zam.)
Aynur kahvaltı yapmıyor     ………………………(duyulan geç.zam.)
Mine öğretmen olmuş    ……………………………(Geniş zaman)
Tatilimi güneyde geçirdim     …………………………(Gelecek zaman)
Kahvaltısını yapıyor …………………………… (Geniş zaman)
Sofrayı toplar     ……………………………………(duyulan geç.zam.)
Ayşegül uyuyacak     …………………………………(Şimdiki zam.)
Ozan oyuncaklarını toplar     …………………………(görülen geç.zam.)
Çocuk ağladı     ……………………………………(Şimdiki zaman)


Bileşik Zamanlı Fiiller

Hatırlatma : Basit zamanlar; şimdiki zaman, gelecek zaman, geniş zaman, duyulan ve yaşanılan geçmiş zaman olarak belirlenir. Bu basit zamanlar oluşturulurken fiil kökü + basit zaman eki + şahıs eki sıralaması vardır.

Bileşik zamanlı fiil oluşturulurken ise;

Fiil kökü + Basit zaman eki + Bileşik zaman eki + şahıs eki
sıralamasına uyulur.


Bileşik zamanlar 3 tanedir.

1-Hikaye Bileşik Zaman : Yaşanılan bileşik zamandır.

Fiil köküne eklenen basit zaman ekinden sonra eklenecek –dı, -di, -tı, -du, -dü, -tu, -tü eklerinden biri ve şahıs ekiyle oluşturulur.

Şimdiki zamanın hikayesi : koş-uyor-du-m
Gelecek zamanın hikayesi : yürü-y-ecek-ti-n
Geniş zamanın hikayesi : konuş-ur-du-k
Geç.zam.hikayesi : oku-du-y-du-nuz (oku-du-nuz-du)
Duyulan geç.zam. hikayesi : yaz-mış-tı-lar ( yaz-mış-lar-dı)

Söylemek fiilini 5 basit zamana göre ve I.Tekil şahsa göre birlikte çekimleyelim.
Şimdiki zam. hikayesi    : söyle-üyor-du-m (söylüyordum)
Gelecek zam. hikayesi    : söyle-y-ecek-ti-m
Geniş zaman hikayesi    : söyle-r-di-m
Yaşanılan geç.zam.hik. : söyle-di-y-di-m (söyledimdi)
Duyulan geç.zam.hik : söyle-miş-ti-m


Aşağıdaki boşluklara uygun ekleri yazınız.

Şahıs    Fiil kökü    Basit zaman
eki    Bileşik zaman eki    Şahıs eki    
Siz    sat-    -acak    -tı hikaye bil
zamanı    -nız    satacaktınız
veriyordun
aldıydınız
görüyordunuz
başaracaktık
okuyacaktım
yazacaktılar
(yazacaklardı)
silerdik
yıkardınız
çizerdim
uyuyordun
geziyordu
koşuyordum
satmıştık
dolardınız
özlüyordum





Sinem, öğretmeninin verdiği cümlelerin yükleminin ekini ve kökünü ayırıyor, siz de yardımcı olun.

Hani kitapları bana satacaktınız. sat-acak-tı-nız
Öğrencilere not veriyordun.     ver-……-……n
Geçenlerde birer kalem aldıydınız.     al-dı-……-……-……
Uzakları iyi görüyordunuz.     ………………………
Neredeyse başaracaktık.     ………………………
Ben okuyacaktım.     ………………………

2-Rivayet Bileşik Zaman : Duyulan, içinde yonmamış ifadesi taşır. Fiil köküne eklenen basit zamandan sonra –mış, -miş, -muş, -miş ekleri ve şahıs eklerinin eklenmesiyle oluşur.

Öğretmen, ödevin yapılıp yapılmadığını öğrenmek için Sinem’i sınıfa yollar; Sinem, tahtaya yazdıklarım yazıldı mı?

Sinem : Yazılıyor öğretmenim.

Öğretmen, okul müdürüne daha yazılmamış, yazılıyormuş diyor.
Öğretmen görmedi ama Sinem’in getirdiği haberi iletiyor.

Yazmak fiilinin rivayetini basit zamanlara göre birlikte çekimleyelim.

Şimdiki zam. rivayeti    : yaz-ıyor-muş-um
Gelecek zam. rivayeti    : yaz-acak-mış-ım
Geniş zaman rivayeti    : yaz-ar-mış-ım
Duyulan geç.zam.riv. : yaz-mış-mış-ım
Yaşanılan geç.zam.riv. : yaz-dı-y-mış-ım (yazmıştım)

Okumak fiilini basit zamanlara göre rivayetini de siz yapın.


Şimdiki zam. rivayeti    : oku-yor-muş-sun
Gelecek zam. rivayeti    : oku-……-……m
Geniş zaman rivayeti    : oku-……-……uz
Duyulan geç.zam.riv. : oku-……-……lar
Yaşanılan geç.zam.riv. : oku-……-……sunuz


Aşağıdaki metinde geçen zamanları söyleyiniz.

Davut yine ödevini yapmadı. Dediğine göre elektrikler kesilmiş. Ödevini yapıyormuş ama karanlıkta bitirememiş.
O zaten hep yapar bunu. Arkadaşları da bu alışkanlığını hep söylerler. O bunu hep yapıyormuş. Öğretmenini kandırırmış. Oysa bilmiyor ki aslında kendisini kandırıyor.


3-Şart Bileşik Zaman : Yüklemin, fiilin bildirdiği iş bir şart ifadesi taşır. Basit zamanlı fiile –se, -sa eklerinden biri getirilerek oluşturulur.

Geleceksem arabayla gelirim.
Görünürsen korkarlar.


Kırmak fiilinin şart bileşiğini birlikte çekimleyelim;

Şimdiki zamanın şartı     : kır-ıyor-sa-m
Gelecek zam. şartı     : kır-acak-sa-m
Geniş zaman şartı     : kır-ar-sa-m
Duyulan geç.zam.şartı : kır-mış-sa-m
Yaşanılan geç.zam.şartı : kır-dı-y-sa-m ( kırdımsa)

Toplamak fiilinin da şart bileşiğini siz çekimleyin.

Şimdiki zamanın şartı     : topla-yor-sa-m (topluyorsam)
Gelecek zam. şartı     : topla-……………………
Geniş zaman şartı     : ……………………………
Duyulan geç.zam.şartı : ……………………………
Yaşanılan geç.zam.şartı : ……………………………


Aşağıda verilen ifadelerin çekimli halini yazınız.

Görmek fiili, şimdiki zamanın hikayesi,I.Tek.şah.    Ben gör-üyor-du-m
Yazmak fiili,gelecek zam.rivayeti, II.Çoğ.şah. …………………………
Koşmak fiili,geniş zamanın şartı, III.Çoğ.şah. …………………………
Okumak fiili,görülen geç.zam.hik.,I.Çoğ.şah. …………………………

Aşağıdaki metindeki yüklemlerin zamanını söyleyiniz.

Gülay’ın Günlüğü
Sevgili günlüğüm !
Bugün erkenden okula gittim. En önemli dersten; Türkçe’den yazılımız vardı. Ama ben çok hazırlıklıydım. Çok çalışmıştım. Sınav ertelenirse benim için iyi olmazdı.
Sınav iyi geçti. Yüksek not bekliyorum. Öğretmen notları okuyordu. Kendi adımı duyamamıştım. Yazılıdan beş almışım arkadaşlarım söyledi. Havalara uçuyordum.


EK FİİL

Kural : İsimlere yada isim soylu kelimelere eklenerek, zamana bağlı olarak yüklem olmalarını sağlayan eklerdir.

“Hasta” kelimesi isimdir. Bu kelimeyi yüklem olarak kullanmak istersek ;

Ben dün akşam çok hastaydım.

Türkçe’de belli başlı ek fiiller; “-im, -sin, -dir, -iz, -siniz, -dirler, -i”

“Ceylan “ ismini (adını) yüklem olarak kullanalım;

Ben bir yaralı ceylanım
Sen yaralı ceylansın.
O yaralı ceylandır.
Biz yaralı ceylanız.
Siz yaralı ceylansınız.
Onlar yaralı ceylandırlar.

“Güzel” isim soylu kelimeyi de siz çekimleyiniz.

Ben güzel………………
Sen güzel………………
O güzel…………………
Biz güzel………………
Siz güzel………………
Onlar güzel………………

Aşağıdaki isim soylu kelimeleri belirten zaman ve şahsa bağlı olarak çekimleyiniz.

Hasta ……………………………………(I.Tek.şah.görülen geç.zam.)
Yorgun……………………………………(III.Tek.şah. duyulan geç. zam.)
Yok…………………………………………(I.Çoğ.şah. görülen geç. zam.)
Var…………………………………………(III.Çoğ.şah. duyulan geç.zam.)
Güzel………………………………………(III.Tek.şah. duyulan geç.zam.)
Kal…………………………………………(I.Tek.şah. şart kipi)
İnsaf………………………………………(II.Çoğ.şah. olumsuzu)



ÇATI

Cümlenin yükleminin, özne ve nesneyle ilişkisi açısından bir takım eklerle, Görev ve anlamca tamamlayan biçimdir.


FİİL ÇATISI


A)    NESNE YÜKLEM İLİŞKİSİ

a)    Geçişsiz Çatılı Fiiller :


Hatırlatma : Nesne: Yüklemin bildirdiği işten doğrudan doğruya etkilenen öğedir. Yükleme ; “ne, neyi, kimi” soruları sorularak bulunur.

Geçişsiz çatılı fiiller nesnesi olmayan cümlelerin fiilleridir. Öznenin yaptığı işten ve yüklemin bildirdiği işten etkilenen “nesne” yoktur.

Aynur horlayarak uyudu.    (Ne uyudu? kimi uyudu?Neyi uyudu? sorularına cevap alınamıyor.)



Dikkat :
Yağmur şakır şakır yağıyor.    (cümlesinde ne yağıyor? sorusuna cevap öznedir. yağmur ne yağıyor? sorusuna alınacak cevap nesneyi verir. Ama bu cümlede nesne yoktur.)

Sinem oturuyor.
Kuş uçmuş.
Köpek havladı.
Ali gidiyormuş.

( Cümlelerinde ne sorusuna cevap alınamıyor. Nesne yoktur. Başka bir ifadeyle yüklemin bildirdiği işten etkilenen öğe yok. O halde cümle geçişsiz, cümleyi oluşturan fiiller de geçişsiz çatılı fiillerdir.)




b)Geçişli Çatılı Fiiller : Öznenin yaptığı iş, oluş, hareket bir nesneyi etkiliyorsa, ona geçiyorsa fiili (yüklemi) geçişlidir. Bu tür cümlelerin yüklemlerine sorulan “ne, neyi, kimi” sorularının cevabı olan nesneleri vardır.


Zehra ellerini yıkamış.     (neyi yıkamış? ellerini: B’li nesne)
özne B’li N Y




O Kitabı çantasına koydu. (koyan kim? O,O neyi koydu? kitabı: B’li nesne)
B’li N D.T. Y


Oğluna yeni kamyon aldı. (kim? O, O ne aldı? yeni bir kamyon: B’li nesne)




Aşağıdaki cümleleri Nesne – Yüklem ilişkisine göre inceleyiniz.

Geçişli     Geçişsiz
Kemal çalışıyor.     x
Ali koşuyor.
Ahmet kitabı getirmedi.
Nuray çayı içmemiş.
Uçak büyük bir hızla düştü.
Rüstem eve geç gitti.
Leyla kalemi kırdı.


c)Oldurgan Çatılı Fiiller : Geçişsiz iken “-t, -ır, -tır “ ekleriyle geçişli yapılan fiillerdir.

Çorba pişti. (ne pişti? çorba: özne Çorba ne,neyi,kimi pişti? cevap yok. Geçişsiz çatılı fiil)

Çorba pişirdi. (kim pişirdi? O:özne, O ne pişirdi? çorba: nesne, geçişli fiil)


Dikkat : Geçişsiz fiiller “-t, -ır, -tır “ eklerini alırlarsa Oldurgan çatılı olurlar demiştik.

Geçişli fiiller “-t, -ır, -tır “ eklerini alabilirler, ama oldurgan olmazlar sadece geçişlilik derecelerini arttırırlar.


Ümran kitap aldı    (kim aldı? Ümran:özne, Ümran ne aldı? kitabı:nesne, geçişlidir)


Ümran kitabı aldırdı.    (oldurgan değildir. Sadece geçişlilik derecesi artmıştır.)

Aşağıdaki cümleleri Nesne – Yüklem ilişkisine göre inceleyiniz.

Geçişli    Geçişsiz    Oldurgan
Akşamları geç yatıyor.     x
Yarın soruları getir.
İn-cin top oynuyor.
Serpil getirtmedi.     x
Ayşe çayı içirtmedi.
Atatürk işgal ettirmedi.
O ülkeyi kurtardı.
Bu milleti ezdirtmedi.     x
Yürek tutuştu.
Aşağıdaki ifadeleri Oldurgan halde ifade ediniz.


Kemal çalışıyor.    Kemal çalıştırıyor
Ali gülüyordu.    
Sonunda kalemi kırdı.    
Sütü bebek içti.
Çorba pişti.
Lamba yaktı.


İfadeleri tamamlayarak tanımları tekrarlayınız.


Bir cümlede yüklemin bildirdiği…………,…………,…………ten doğrudan etkilenen ………………yok ise fiil ve cümle ………………çatılı fiildir.

Öznenin bildirdiği iş, oluş, hareket bir…………………’yi etkiliyorsa fiil ………………dir.

Geçişsiz iken ……,……,…… eklerini alan fiiller …………………çatılı fiildir.


B: ÖZNE YÜKLEM İLİŞKİSİ:


a)    Aktif (Etken) Çatılı Fiiller : Yüklemin bildirdiği işi yapan belli ise cümle ve fiil etken çatılıdır.

Ahmet okula koşarak geç kaldı. (Etken)
Özne
Arabayla bile gecikiyoruz. (geciken kim? Biz: G.özne) (Etken)

Uzaktan gelen kuş arabaya çarpardı. (Arabaya çarpan kim?uzaktan gelen kuş:özne)
Özne     D.T.     Y


b)    Edilgen (Pasif) Çatılı Fiiller : Yüklemin bildirdiği işi yapan belli değilse, özne yok ise cümle ve fiil edilgen çatılıdır. Fiiller “-ı ve –n” ekleriyle edilgen olurlar.

Cam kırıldı.     (kırmak)
Atatürk sevilmez mi?    (sevmek)
Araba yıkandı.     (yıkamak)
Resim boyandı.     (boyamak)
Bulaşıklar kurulandı.    (kurulamak)


Dikkat : Yükleme “kim tarafından?” sorusu sorulduğunda cevap: “başkası tarafından” oluyorsa cümle edilgendir.


Cam kırıldı.    (cam kim tarafından kırıldı? Başkası tarafından: Edilgen)


Ahmet cam kırdı. (cam kim tarafından kırıldı? Ahmet: özne. Etken cümledir)


Edilgen çatılı fiillerin bulunduğu cümlelerde sözde özne vardır. Sözde özne yüklemin bildirdiği işi yapan değil, işten etkilenendir.


Öğrenciye kitap verildi.
D.T B’siz N Y
(sözde özne)


Hatırlatma :
Bir cümlede özne yoksa, nesne görevindeki kelime yada kelime grubu yani yüklemin bildirdiği işten etkilenen öğe Sözde Öznedir.


Aşağıdaki cümleleri Özne-Yüklem ilişkisine göre inceleyiniz.

Etken     Edilgen
Akşam televizyon seyretti.     x
Ders çalışılıyor.
Kışın oralarda tezek yakılır.
Her sabah erkenden kalkılır.
El-yüz yıkanır.
Ahmet okula doğru yürüdü.
Yollara halılar serilir.
Konuklar beklenir.
Cumhurbaşkanı törenle ağırlardı.
Öğrencilerle beraber tartışılır.
Bir sonuca bağlanır.
Sonuç özetlenir.
Müdüre bildirirlerdi.


c)    İşteş Çatılı Fiiller : Yüklemin bildirdiği iş birden fazla özne tarafından birlikte yada karşılıklı yapılıyorsa işteş çatılıdır. Fiilin (-ış) eki alma durumudur.

Birlikte ağlaştılar.     Birlikte gülüştüler.
Karşılıklı gülüşüyorlar.     Karşılıklı gülüştüler.
Karşılıklı savaşıyorlar.     Birlikte kaçışıyorlar.


•    Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “birlikte yapma” anlamı var?

A)    Sınıfta uzun uzun tartıştılar.
B)    İki senedir haberleşiyorlardı.
C)    Ufak bir konudan dolayı dövüştüler.
D)    Boşuna ağlaştılar.


•    Aşağıdaki fiilleri işteş çatılı hale getiriniz.

Kucaklamak……………………
Tartmak………………………
İtmek…………………………
Kaçmak………………………
Uçmak…………………………
Melemek………………………
Gülmek…………………………
Ağlamak………………………
Dövmek………………………


d)    Dönüşlü Çatılı Fiiller :

Yüklemin bildirdiği iş özneyi doğrudan etkiler. Özne yapan ve yapılandan etkilenendir. Fiil köküne “-n” eki eklenerek dönüşlü yapılır. Bazı fiillerde “-l” eki de dönüşlü yapar. (yık-ıl-mak, çek-il-mek, doğru-l-mak)

yıkamak yıkanmak

giymek    giyinmek

İhsan ellerini yıkıyordu.    İhsan’ın elleri yıkandı.
(yıkama işini yapan İhsan’dır: özne, işten doğrudan etkilenen de İhsan’ın elleridir.)


Aşağıdaki fiilleri dönüşlü çatılı yapınız.

Yıkamak yıka-n-mak
Giymek    ………………
Süslemek    ………………
Taramak    ………………
Sevmek    ………………
Söylemek    ………………
Takmak    ………………
Tepmek    ………………
Dövmek    ………………
Övmek    ………………
Güvenmek    ………………    (-ı eki ile)
Utanmak    ………………    (-ı eki ile)
Beğenmek    ………………    (-ı eki ile)
Alınmak    ………………    (-ı eki ile)
Öfkelenmek    ………………    (-ı eki ile)


e)    Ettirgen Çatılı Fiiller :

Fiilin bildirdiği işi özne yapmaz, bir başkasına yaptırılır.

Ahmet çarşıdan kitap aldırdı.    (işi yapan Ahmet: öznedir, ancak kitabı Ahmet başkasına aldırmıştır.)



•    Aşağıdaki fiillerin ettirgen çatılısını oluşturunuz.

Almak     Aldırmak
Dikmek    ……………    
Temizlemek     ……………
Silmek     ……………
Örmek     ……………
Yazmak     ……………
Toplamak     ……………
Söylemek     ……………


•    Aşağıdaki ifadeleri ettirgen olarak yazınız.

Bakkaldan kibrit aldı.    …………………………………
Terziye elbise ısmarladı.    …………………………………
Mustafa yorgan dikti.     ……………………………………
Sınıfı temizlediler.     ……………………………………
Tahtayı sildi.     ……………………………………
Özlem kazağı örmüş. ………………………………………
Ödevini yapmış.     ………………………………………
Mektubu dün yazıyordu. ………………………………………
Bahçeden elma topluyor. ………………………………………
Öğretmene söylerim. ………………………………………




EKLER

EK : Türkçemiz yapısı bakımından son eklemeli bir yapıya sahiptir. Almanca ve İngilizce gibi dillerde kelime türetme, ön ek, orta ek yada son ek yoluyla yapılırken, Türkçe kelimeler sonlarına eklenen seslerle türetilir yada anlamları işlerlik kazanır.

Bazı ekler eklendikleri kök yada gövdenin anlamını değiştirirler bunlara Yapım Ekleri denir.

Bazı ekler ise eklendikleri kök yada gövdenin anlamını değiştirmezler sadece miktarda değişiklik yaparlar, isim ile ilgili bulunma, ayrılma, çıkma, yönelme, aitlik, zaman, şahıs…vs.gibi anlamlar yüklerler bunlara da Çekim Ekleri denir.

1)    Yapım Ekleri :

Kelime kök yada gövdelerinden yeni anlamlı kelimeler türetmeye yarayan eklerdir.

Bazı dilbilgisi kitaplarında yapım ekleri ayrı ayrı verilmiştir. Bu sizleri (öğrencileri) ezbere iter. Oysa yapılması gereken tanımı bilmektir. Eğer bir ek, kelimenin sonuna eklenmeden önceki kelimenin anlamını değiştiriyorsa yapım eki olduğunda tereddüt yoktur. Ancak yapım eklerinin isimden isim, isimden fiil, fiilden isim, fiilden fiil yaptığı bilinerek sonuna –mek, -mak mastar eki eklenebilen ekler fiil yapmıştır, bu ekleri almayan ekler de isim yapmış demektir.


a)    İsimden İsim Yapan Yapım Ekleri :


Göz-lük-çü

“Göz” kelimesi bir organa verilen isimdir. “-lük” ekinin yapım eki olduğunda şüphe yoktur. Çünkü “gözlük” kelimesi organ adı olan ismin anlamını değiştirerek cam ve çerçeveden oluşan ve o organa takılan araç anlamı yüklemiştir. “-çü” eki de aynı şekilde anlam değiştirerek “gözlük” aracını yapan, satan kişinin mesleğinin adı anlamını yüklemiştir.

“Öğretmen” isimdir. “Öğretmen-lik” –lik eki isimden isim yapmıştır.

•     Aşağıdaki kelimelerin sonuna getireceğiniz ekler onları isim iken isim yapacaktır. Deneyin !


Ağaç……, çimen……, odun……, boya……, bilinç……, toz……, han……, para……, bilet……, dün……, sonra……, Türk……, Arap……
•    Aşağıdaki isimler ek ve kök olarak doğru ayrılmış mıdır? Yanlış ise doğrusunu yazınız.

Doğru    Yanlış    Doğrusu
İngilizce     İng-i-liz-ce     x     İngiliz-ce
Altışar     Altı-şar
Evcil     Ev-cil
Kocaman     Koc-aman
Kumsal     Kums-al
Susuz     Su-suz



b)    İsimden Fiil Yapım Ekleri : Eklendiği kelime isimken, ekle beraber kelime fiil oluyorsa yani son haline mastar eki (-mek, -mak) eklenebiliyorsa ek ismi fiil yapmıştır.

“Yaş” sözcüğü isim iken “-a” eki onu yaşa-mak fiiline dönüştürüyor. Fiil yapıyor.


Eklerle İsimleri Fiil Yapalım.


az……, top……, mor……, umur……, kan……, kısa……, doğru……, sivri……, dar……, düz……, boş……, baş……, su……, ağır……, serin……, sor……


c)    Fiilden İsim Yapan Ekler : Eklendiği kelime isimken, ekle beraber isim oluyorsa yani son haline mastar eki ( -mek, -mak) eklenemiyorsa ek fiili isim yapmıştır.

“yaşa” fiil iken “-m” eki isim yapar ve sonuna mastar eki eklenemez.


Eklerle Fiilleri İsim Yapalım.

yaz-ma, danış……, al……, bak……, seç-i……, dön……, sev……, say……, bil……, böl……, dal……


d)    Fiilden Fiil Yapım Ekleri : Eklendiği kelime fiilken, ekle birlikte yine fiil oluyorsa yani sonuna mastar eki eklenebiliyorsa bu ek fiilden fiil yapan yapım ekidir.
Uç-(mak), Uç-ur-(mak) (-ur eki geniş zaman eki ile karıştırılmamalıdır.)

Uyu-………    uyu-t-……………
•    Fiillerin köküne ekler getirerek yine fiil yapalım.

yazmak    yaz-dır-
sevmek    …………(-dir)
dönmek    …………(-dür)
kopmak    …………(-ar)
çıkmak    …………(-ar)
çıkmak    …………(-t)

Not : Buradaki –dir eki oldurganlık eki değildir. Oldurganlık ekleri çekim ekleri sevdir- fiili başkasına değil tarafımızdan sevilmesini sağlamak anlamı ifade eder.

•    Cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük diğerlerinden farklı bir ek almıştır?

A)    Elindeki çantayı annesine verir.
B)    Öğretmen şimdi gelir.
C)    Bunu ancak o bilir.
D)    Çiçeği annem için kopar.
E)    Tavuk elle yenir.

Cevap : A, B, C, E şıklarındaki; ver-ir, gel-ir, bil-ir, yen-ir sözcüklerindeki “-ir” ekleri geniş zaman (çekim) ekleridir. Oysa D şıkkındaki kop-ar sözcüğündeki “-ar” eki fiilden fiil yapan (yapım) ekidir


Ekleri Doğru İşaretleyiniz.

Fiil çekimi    İsimden isim
yapan ek    İsimden fiil
yapan ek    Fiilden isim
yapan ek    Fiilden fiil
yapan ek
piş-ir    -    -    -    +
kay-ak    
süpür-ge    
yeş-er    
ağ-ar    
büyü-cek    
ala-ca    
vatan-daş    
acı-msı    
kısa-l    
doğru-l    
garip-se    
dal-gın    
iğren-ç    
yaz-ı    
öğret-men    
büyü-t    
gid-er    
2)    Çekim Ekleri

Kelimelere yada köklerine eklenerek işlerlik kazandırırlar. Kökün yada gövdenin anlamını değiştirmezler.
Zaman ekleri; kip ekleri (-ayım, -eyim, -se, -sa, -mek, -mak) Şahıs ekleri, Durum (hal) ekleri, İyelik (aitlik) ekleri, çoğul ekleri, ilgi ekleri, eşitlik ekleri çekim ekleridir.
gel-iyor     (şimdiki zaman eki)     kapı     (yalın hal)
gel-eyim     (istek kipi)     kapı-y-ı    (belirtme durumu)
gel-se     (şart kipi)     kapı-dan    (ayrılma durumu)
gel-meli     (gereklilik kipi)     dede-m    (iyelik eki)
geldi-m     (I.Tek.şah. eki)     dede-miz    (iyelik eki)
geldi-n     (II.Tek.şah. eki)     köy-üm    (iyelik eki)
çanta-lar     (çoğulş eki)     adam-ın    (ilgi eki)
millet-çe     (eşitlik eki)     insan-ca    (eşitlik eki)
•    Verilen eklere uygun çekimleri oluşturunuz.
koş    koş-acak-sa-m (gelecek zaman şartı, I.tek.şah. eki)
bul    ……………………    (istek kipi)
yaz    …………………………(gereklilik kipi, II.tek.şah. eki)
kalem    …………………………(çoğul eki)
defter    …………………………(ayrılma durumu)
teyze    …………………………(I. tekil iyelik eki)
köy    …………………………(I. tekil şahıs iyelik eki)
insan    …………………………(ilgi eki)
ulus    …………………………(eşitlik eki)

Yapım Eki ve Çekim Ekini İşaretleyerek Ekin Adını Belirtiniz.
Sözcükler    Yapım eki    Çekim eki    Eklerin adları
koyunları    
+    -lar çoğul eki, -ı belirtme durumu
gözlükler    +    +    -lük isimden isim yapan yapım eki
-ler çoğul (çekim) eki
dedenler    

parasızlık    

parasızız    

tatlıcının    

daraldım    

bıktırıcı    

inceldim    

ertelenmiş    

SIFATLAR ( ÖNADLAR )

İsimleri türlü yönlerden niteleyen, belirten sözcüklerdir. İsim soylu sözcükler oldukları için ismin alabileceği tüm ekleri alabilirler. İsmin önüne gelerek, önüne geldikleri isimleri nitelerler, belirtirler. İsme sorulan “nasıl?” sorusuna cevap verirler.

Uzun yol…    (nasıl yol? sorusunun cevabı; uzun kelimesi sıfattır.)

1-    NİTELEME SIFATLARI : Önüne geldiği ismin niteliğini (rengini, kokusunu,biçimini…)gösteren sıfatlardır.

Büyük adam, Dahi Atatürk, iyi öğrenci……vb.
Dahi Atatürk, araştırılması ve öğrenilmesi gereken önderdir.

2-    BELİRTME SIFATLARI : Önüne geldikleri isimleri türlü yönlerden belirtirler.(işaret sıfatları, soru sıfatları, belirsizlik sıfatları, sayı sıfatları)

a)İşaret Sıfatları : İsimleri göstererek belirtirler.

Bu : Yakındaki bir ismi belirtmek için kullanılır.
bu kitap
bu kalem
Şu : Biraz uzaktaki bir ismi, varlığı belirtmek için kullanılır.
şu çocuk, şu ağaç, şu ev…
O : Uzaktaki bir varlığı belirtmek için kullanılır.
O öğrenci, o çocuk, o kitap…

b)Soru Sıfatları : Varlıkları soru yoluyla belirtirler.
Hangi öğrenci, hangi bardak, kaç sayfa, nasıl ayakkabı…

c)Belgisiz (Belirsizlik) Sıfatları :
Bütün öğrenciler, bir kitap, başka zaman, bazı öğrenciler, her yer, kimi vakit…


d)Sayı Sıfatları : Varlıkların sayısını, sırasını, oranını belirten sıfatlardır.
•    Asıl sayı sıfatları : Üç kalem, altı kere……
•    Sıra sayı sıfatları : İkinci öğrenci, üçüncü yarışmacı…
•    Üleştirme sayı sıfatı : ikişer elma, birer kağıt…
•    Kesir sayı sıfatı : yarım ekmek, çeyrek domates…
Uygun Sıfatı Bulunuz.

Bakkaldan …………ekmek almamı söyleyen annem …………… için …………………lira verdi. Kardeşimle bana ……………………ekmek vererek okula yolcu etti. …………………ekmek getirmişti. Aslında…………kadar ekmek getirdikleri de önemli değil ………………ekmekleri bulamayan ……………… insanları düşündüm hep ……………………çocuk olmaya çalışarak israfın önemini daha iyi kavrıyorum.
(iki,herbiri, iyi, o, birer, kimlerin, 60’ar bin, bütün öğrenciler, kaç)

Dikkat : Sıfatlar ismin önüne gelerek ismi niteler-belirtirler. İsme sorulan nasıl? sorusuna cevap alırlar.

“Nasıl?” sorusu yükleme sorulduğunda alınacak cevap zarf tümlecidir. Karıştırılmamalıdır !


Güzel öğrenci çok çalışıyor.    (nasıl öğrenci? Güzel: sıfat)
Öğrenci çok güzel çalışıyor.    (Nasıl çalışıyor? Güzel: Z.T)


SIFATLARDA KÜÇÜLTME


Azalma, küçülme, acıma ifadesi yüklemek için sıfata eklenen –cik, -cek, -ımsı, -ımtrak, -rak ekleriyle oluşturulurlar. Nesnenin niteliğinin azaldığını (küçüldüğünü) ifade eder.
küçücük çocuk, ufacık eller, kısacık etek, çocuksu tavır, mavimsi gök, beyazımtırak diş…


PEKİŞTİRME SIFATLARI

Sıfatın anlamını güçlendirir. Sıfatın ilk sesli harfine kadar olan kısım alınarak “-m, -p, -r, -s” seslerinden uygun olanı eklenir. Bu elde edilen unsur sıfatın başına eklenir.

yeşil    ye-m-yeşil    yemyeşil
mavi    ma-s-mavi    masmavi
sert    se-m-sert    semsert
kirli    ki-p-kirli    kipkirli
açık    a-p-açık    apaçık


Verilen sıfatları pekiştirme sıfatı yapınız.

mor     …………
beyaz     …………
yumuşak     …………
temiz …………
kara     …………


Sıfatlara küçültme anlamı yükleyiniz.

Büyük     büyücek
Sert
Yeşil
Temiz
Kırmızı
Uzun
Dar

ZAMİRLER ( ADILLAR )


Kişi, soru, belirsizlik ve gösterme kavramı taşıyarak ismin yerine kullanılan sözcüklere Zamir denir.
İsim kökenli oldukları için ismin aldıkları tüm ekleri alırlar.

1-Şahıs Zamirleri :
Ben, sen, o, biz, siz, onlar
Dikkat : Türkçe’de kelimelerin kökü ek aldıklarında değişime uğramaz ancak şahıs zamirlerinden “ben ve sen” ismin “-a” halinde “bana, sana” olurlar. İstisnai durumdur.

2-İşaret Zamirleri : Bu, şu, o, bunlar, şunlar, onlar
3-Soru Zamirleri : “Kim – ne “(kim, ne, nereye, kaçı, hangisi)
4-Belgisiz (Belirsizlik) Zamirleri : Bazısı, bazıları, kimisi, çoğu,hiçbiri…
5-İlgi Zamirleri : “-ki” ( Benimki, onunki…)

Dikkat : “Kendi” sözcüğü de Dönüşlülük zamiri olarak kullanılabilir ve ismin aldığı ekleri alır.

Kendime ait bir dükkanım var.



Sıfatların Adıllaştırılması (Zamirleştirilmesi)

O kitap henüz gelmedi.
O henüz gelmedi. (“o” sözcüğü kitabın yerine kullanılan zamirdir.)

Boşlukları uygun zamir ve sıfatla eşle !

…yarın gelmiyorum.     O
…kitap geldi.     Ben
…öğrencide iş var.    -ki, -ki
…çalışmıyor.    kaçıncı
Benim…,senin…nden daha renkli    Bu
…dişleri var.    Tertemiz
…sabah geç kalıyor.    bazılarını
Çarşaflar………    bembeyaz
Annem……çöpe atmış    kimileri
…gözleriyle ağlıyor.    onlar
…lira yeter mi hiç?    ufacık
…sınıftasın?    biner



FİİLİMSİLER ( EYLEMSİLER )

Kökü fiil olduğu halde; isim, sıfat veya zarf gibi kullanılan sözcüklere fiilimsi denir. Fiilimsiler çekimlenemezler çünkü şahıs kavramı yoktur. İsim gibi çekimlenirler, isimlerin alabileceği ekleri alırlar, olumsuzluk eki olan –me, -ma eklerini alırlar.


1-    İsim Fiiller : “-mek, -mak, -ma,-me, -ış, iş, -uş, -üş eklerinin fiil köküne eklenmesiyle oluşturulurlar.

Yaşamak kadar güzeli var mı?
Çalışmak hem de çok çalışmak.
Bir bakışı ömre bedeldir.


İsim-Fiiller Yarı İsim, Yarı Fiildirler; Belirtilen İsim Eklerini İsim-Fiil Olan Sözcüğe Ekleyiniz.

Görevden kaçış-ım (iyelik eki) zarar veriyor.
Bu kalabalıkta yaşama………(iyelik eki) mucize.
Öğrencilerimizin hepsi çalışma……(hal eki) severler.
Sinem hızlı okuma……(hal eki) çok başarılıdır.
Sorunlardan kaçma……(ilgi eki) ne faydası var sana.
Bugünkü yağış………(ilgi eki) sonucu bu işte.
Yandan gelen bağırma……(çoğul eki) çok ilginçti.
Sizlerin ağlama………………(çoğul eki, hal eki) kesilince vedalaşırız.

2-    Sıfat Fiiller : “-an, -ası, -mez, -ar, -dik, -ecek, -miş “ eklerinin fiil köküne eklenmesiyle oluşan sözcüklerdir. Yarı isim, Yarı fiildirler.

Verilen sıfat fiillerin aldıkları ve belirtilen ekleri ekleyelim !

Geçer……ben bu dersten. (iyelik eki)
Bildik…… yerler buraları. (iyelik eki)
Yok oldu tanıdık…… birer birer. (çoğul eki)
Tutunacak ………dal mı kaldı? (hal eki)
Kırılan ………tamiri zordur. (ilgi eki)

3-    Zarf Fiiller : “-a, -ı, -u, -ıp, -up, -arak, -erek, -ınca, -madan, -dıkça, -alı, - eli, -ken, -dığında, …” eklerinin fiil köküne eklenmesiyle oluşurlar.
Yarı isim, yarı fiildirler.
Fiillere uygun ekleri ekleyerek Zarf-Fiil yapalım.

Çalış………öğrenen öğrenciler başarıyor.
Sessiz otur………dinlemelisiniz.
Erkenden ödevini yap……yattı.
Bugün bil………gelmedi.
Bil…………konuşma bil…………söyle.
Atatürk’ü tanı…………sevdiler, anladılar.
Konuşmayı öğren…………… hiç susmadım.
Sen gel…………saat kaçtı?
Öğretmenle konuş…………beni de hatırlat.
Yap…………dek uğraşacağım.



İKİNCİ BÖLÜM


SÖZCÜK (KELİME)


ANLAMLARI BAKIMINDAN

GERÇEK VE MECAZ ANLAM


Suya atılan taşın sesi çok hoştu (gerçek anlam)
Engellemek için işime konan taşın hesabı yok (mecaz anlam)

Gerçek anlamda kullanılan taş;kaya parçasıdır.
mecaz anlamda kullanılan taş;engel,zorluk anlamındadır.
Sararmış dişlerini defalarca fırçalıyordu (gerçek anlam)
Yemeğe konan birkaç diş sarımsak yemeğe lezzet katar (mecaz anlam)

Gerçek anlamdaki diş;ağızda bulunan ısırmaya yarayan beyaz dizili sert organdır.
Mecaz anlamda ise diş; sarımsağın bir parçasına verilen addır.

Mecaz ve gerçek anlamları ayırırken ya da belirlerken çoğu zaman benzetme olabileceği düşünülmelidir.Yukarıdaki örnekte dişin şekli (gerçek manadaki) beyazlığı, sarımsaktaki parçada benzetmeyle ortaya çıktığından aynı ifade ile vurgulanmaktadır.

Mecaz anlamın ifadesini düşünürken kültür-ahlak-yaşam tarzının da önemli rolü vardır

Eliyle dokunması gerekiyordu (Gerçek anlam )
El oğlu yapar (Mecaz anlam)
Kültürümüzde elin işlevi incedir.Zira elin kullanımı,dokunmak samimiyet,iyiyi,güzeli sevgiyi yansıttığı kadar bu kavramların zıttı da doğrudur.Sevdiğimize dokunan elin niyeti,nedeni önemlidir.El dokunma duyusunun organı olduğu gibi,yabancı anlamını almasının sebebi bu kültür transferi,yansıması olarak da düşünülmelidir.

MECAZ ANLAMLIYI VE GERÇEK ANLAMLIYI SEÇİNİZ
Gerçek anlam Mecaz anlam


Dayak insana atılmaz +
Ekmeği çöpe atma
Yeni bir haber patlattı +
Bir kahkaha patlattı
Bombalar peşi sıra patladı
Arabanın tekeri patladı
Matematiğe kafası çalışmıyor
Topa attığı kafa ile tanınıyor
Araçla kafa kafaya çarpıştılar


EŞ ANLAMLILIK-ZIT ANLAMLILIK


Aynı ifadeyi taşıyan iki ayrı kelime eş anlamlıdır.Bunun tersi de zıt anlamlılıdır.Yani aynı ifadeyi taşımayan zıttını ( karşıtını ) ifade eden sözcükler de zıt anlamlıdır.

Bir başka değişle yazılışları farklı olduğu halde anlamları aynı olan sözcükler eş anlamlıdır.

Zıt anlamlı sözcüklerde yazılışlar farklıdır,anlamları ise birbirinin zıttıdır.

Beyaz x siyah (zıt anlamlı)
Beyaz - ak (eş anlamlı)


EŞ ANLAMLIYI VE ZIT ANLAMLIYI İŞARETLEYİNİZ
EŞ ANLAMLI ZIT ANLAMLI

Beyaz dişlerini ağartmaya uğraşma !
Alan da O,veren de O
Güleriz ağlanacak halimize



DOLAYLAMA:


Bir kavramı bir kelime ile anlatmak yerine birkaç kelime ile anlatmaktır.

Atatürk büyük kurtarıcı,ulu önder,yüce Türk.

Maden kömürü kara elmas,siyah altın

Kıbrıs yavru vatan

Türkiye anavatan
Bazen de birkaç kelime ile ifade edilebilen ifadeler tek kelime ile belirtilir. Bu da dolaylamadır.

Araba vapuru arabalı


DEYİMLER:

En az iki kelimeden oluşan özlü söz guruplarıdır. Kelimelerden en az bir tanesi mecaz anlamlıdır. Halk dilinde yerleşmiş söz guruplarıdır. Yargı bildirmezler ancak düşündürürler. Deyimlerde kelimeler değiştirilemez, eş anlamlısı kullanılamaz


Aba altından deynek göstermek ( yerine )
Palto altından deynek göstermek ( anlamı bozar )


Aşağıda verilen kelimeleri,boşlukları doldurarak deyimleştiriniz

Ocağına............
Dört elle............
Eli.....................
Kulak................
Alnı...................
Göğsünü...........
Gözden.............
Göze.................
Saman altından.......... ................
Pabucunu......... ...............



DEYİM OLAN SÖZ GURUBUNU BULUNUZ

Yazın, denk getirebilirsem iki hafta sahile gideceğim
Senin kadar mal canlısı yoktur
Bu güzel manzara içimi açtı
Sorunlarını hep içine atıyorsun
Susun da kafamızı toplayalım


ATASÖZLERİ:

Deyimlerden ayrılan özelliği yargı bildirmesidir,
Deyimlerle ortak olarak;
-Halk diline ve kültürüne yerleşmiş sözcüklerdir
-Anlam derinliği vardır
-Kelimeler değiştirilemez
-Söyleyeni belli değildir


Hangisinde mecaz anlam vardır?

-Su testisi su yolunda kırılır
-Ayağını yorganına göre uzat
-Kaz gelen yerden tavuk esirgenmez
-Son pişmanlık fayda vermez
-Üzüm üzüme baka baka kararır
-Tek taşla duvar olmaz
-Yuvarlanan taş yosun tutmaz
-Ateş düştüğü yeri yakar


ÖZDEYİŞ:

Söyleyeni belli özlü sözlerdir. Birkaç kelime ile derin anlam ifade edebilen cümlelerdir.
Kulaktan kulağa ya da yazılı olarak aktarılan kültüre yerleşmiş sözlerdir.

‘Hayatta en hakiki mürşit ilimdir’
M.Kemal Atatürk

‘Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum’
Hz.Ali

Dünya’yı isteyen bilime sarılsın, Ahiret’i isteyen bilime sarılsın; hem Dünya’yı, hem Ahiret’i isteyen yine bilime sarılsın.
Hz.Muhammed.

Aklı olanın aslında hiç kimseye özenmemesi gerekir.
Goethe
SOMUT ANLAMLILIK:

Beş duyu organımızla algılayabildiğimiz varlıklar SOMUT’tur.
Kitap (görüp, dokunup, (istersek) tadabildiğimiz, çıkardığı sesi duyabildiğimiz, koklayabildiğimiz bir varlıktır)

SOYUT ANLAMLILIK:

Beş duyu organımızla algılayamadığımız ancak var olduğundan şüphe duymadığımız varlıklar anlamlardır.
Ruh, akıl, zeka, sevinç, hayal (Hiçbir duyumuzla algılayamayız ancak var olduğunu biliriz, yaşadıkça anlamlaştırırız.)
SÖZCÜK YA DA KAVRAMLARIANLAMLARI AÇISINDAN İNCELEYİNİZ
Somut Soyut Atasözü Özdeyiş Dolaylama Deyim Karşıt anl.Eş anl

Cin +
Heyecan
Rüya
Taş
Ot
İnsan
Ağaç yaşken
eğilir +
Keskin sirke
küpüne zarar
verir
Çok havlayan
köpek ısırmaz
Ne mutlu Türk’üm
diyene
M.K.Atatürk














Somut Soyut Atasözü Özdeyiş Dolaylama Deyim Karşıt anl. Eş anL
Atalarını iyi
anan
kimselere ne
mutlu Goethe

İnsanlar
gelecekleri ile
ilgilenmezlerse
üzüntü ve
kayıpları yakındır
Konfiçyus
Milli benliğini
bilmeyen milletler
başka milletlere
yem olurlar.
M.K.Atatürk
Yavru vatan
Anavatan
Büyük kurtarıcı
Gözleri dönmek
Faka basmak
Eski hamam
eski tas
Ekmek kapısı
Dil uzatmak
Siyah-kara
Ak x Kara
Al-kırmızı



Atasözü ve deyimleri kısaca ifade ediniz

Yüzünü ekşitmek

Varlık göstermek

Üstüne atmak

Aç tavuk kendini buğday ambarında sanır


Açma sırrını dostuna o da söyler dostuna

Ağaç yaşken eğilir

Bana dokunmayan yılan bin yaşasın

Başbaşa vermeyince taş yerinden kalkmaz

Toz pembe görmek

Şifayı bulmak

Sudan ucuz

Paldır küldür

Öküz altında buzağı aramak

Nazı geçmek

Mide bulandırmak

ATASÖZÜ YADA DEYİMLERİ CÜMLE İÇİNDE KULLANINIZ

Beş parmağın beşi de bir değil:

Bıçak yarası geçer dil yarası geçmez:

Bilmemek ayıp değil sormamak ayıp:

Mayası bozuk:

Maymun iştahlı:

Lafı ağzına tıkamak:

Kuyruklu yalan:

Lamı cimi yok:

Kuyusunu kazmak:

Kül yutmamak:

Bin bilsen de bir bilene danış:

Bir deli kuyuya taş atmış kırk akıllı çıkaramamış:

Boynuz kulaktan sonra çıkar ama kulağı geçer:

Boş çuval ayakta durmaz:

Cahile söz anlatmak deveye hendek atlatmaktan zordur:

Kuş uçurmamak:

Kurtlarını dökmek:

Keyfini kaçırmak:

Kesenin dibini görmek:

Kendine yedirememek:

Kazın ayağı öyle değil:

B-SESLERİ AÇISINDAN KELİMELER

1-Eşseslilik (sesteş kelimeler):Okunuşları yazılışları aynı fakat anlamları farklı sözcüklerdir

Anlamlarını söyleyiniz.
Bağ bana Bağ bana........
Bahçe sana bağ bana Bağ bana.........
Değme zincir kar etmez
Zülfün teli bağ bana Bağ bana.........


Niçin kondun a bülbül
Kapımdaki asmaya Asmaya:
Ben yarimden ayrılmam
Götürseler asmaya Asmaya:

NOT: Kafiye bölümünde cinaslı kafiyeye örnek olarak da bu tür dizeler verilecektir. Yazılışları,okunuşları aynı olduğu halde anlamları farklı kelimeler şiir içerisinde cinaslı kafiye oluştururlar.



2-Yansımalar:Doğadaki nesnelerin çıkardıkları seslerdir. Doğadaki bir nesnenin çıkardığı sese benzer seslerle yapılan sözcüklere yansıma denir.

Cızır cızır , Vızır vızır, Kıs kıs, Tak tak, Tıs tıs, çatır ..........vb.

DOĞANIN SESİNİ DİNLEYEREK ÖRNEKLER VERİNİZ

a-
b-
c-
d-

‘-de’ ile ‘de’ Arasındaki Kullanım ve Anlam Farkı

Ahmet okulda çok neşeli
Ahmet de okulda çok neşeli

‘Okulda’ sözcüğündeki ‘-da’ eki ismin ‘-de’ halinde ve bulunma ifadesi veren ektir.
Kelimeden ayrı yazılan ‘de’ ise bağlaç görevindedir, sözcükler arasında ilgi kurmayı,bağlamayı sağlar.


‘-de’ ve ‘de’ yi uygun yerleştiriniz


Bulunma Hali Bağlaç olarak

Mine de okula geç geldi +
Kalemim Mine ___ kaldı
Sınıfta ____ yapılmaz ki
Sen ___ gelmelisin.

Çalışacakmış___kazanacakmış.
Bu soruyu sen ___çözebilirsin.
Cebim___hiç param yok.
Geldiğim___ seni ___ görmek istiyorum.



‘ki’ ile ‘-ki’ Arasındaki İlişki


İlgi zamiri olan ‘-ki’ ektir.Kendinden önce gelen kelimeye birleşik yazılır.

Benim silgim kayıp,seninkini alayım mı?
Bağlaç olan ‘ki’ sözcük durumundadır.Kelimeden ayrı yazılır.Birbiri ile anlamca ilgili iki ifadeyiii birbirine bağlar

Öyle sevinçliyim ki anlatamam.

Aşağıdaki cümlelerde ‘-ki’ ve ‘ki’ nin zamir ya da bağlaç olduğunu söyeleyiniz.

Bağlaç İlgi Zamiri
Seninki geliyor. +
Seninki eksik ama Ayşe’ninki tam olmuş.
Çalışmalısın ki başarasın.
Susmalısın ki tam anlayasın.
Sizinkiler evde mi?
Onlar gitsin ki rahat konuşalım.
Yaz gelsin ki ısınalım.
Hava yazınki gibi sıcak.


FİİLERDE OLUMSUZLUK

Fiili bildirdiği işin, oluşun,hareketin yapılmadığını gösteren fiiller OLUMSUZDUR
Fiil köküne eklenen ‘-me ,-ma,-mez,-maz’ekleri ile olumsuzluk ifadesi sağlanır.
Zaman eki ve kişi ekinden önce gelir.


Gel—-------------me--------------- di-------------- ler

F.K olumsuzluk zaman eki şahıs eki
eki

DİKKAT: ‘-me’ olumsuzluk bildiren ek ,şimdiki zaman kipinde;’-mı,-mi,-mu,-mü’ biçimine dönüşür.


Yaz---------------mı-----------------yor-----------------sun.

F.K olumsuzluk eki zaman kipi şahıs eki


Geniş zaman kipinde olumsuzluk çekimi farklıdır.

OLUMLU OLUMSUZ
Koş—ar—ım Koş—ma---m
Koş---ar---sın Koş---maz---sın
Koş---ar------- Koş---maz-------
Koş---ar---ız Koş---ma---y---ız (‘-y’ kaynaştırma sesi)
Koş---ar---sınız Koş---maz---sınız
Koş---ar---lar Koş---maz---lar

Bu çekimde görüldüğü gibi 1.tekil şahıs ve 1.çoğul şahıslarda zaman eki olan –ar düşer,diğer şahıslarda bu ek –z olarak kullanılır,olumsuzluk eki –maz dır.


Fiillerin karşısına hangi zamanın olumsuzu olduğunu ve hangi kişi ekini aldığını yazın

Yürümezsin---yürümek fiili, geniş zaman olumsuzu, 2. tekil şahıs eki

Koşmayacaksınız-----------
Gelmiyoruz-------------------
Yazmadılar-------------------
Konuşmamışız--------------

Fiillerin olumlularını karşısına yazınız


Düzelmeyecek --- düzelecek

Bağışlamıyorlar-----------------
Gülümsemezsin----------------
Susamamışlar------------------


Siz de her zaman kipinin 2. tekil şahsına ait olumlu ve olumsuz durumlarına uygun 4 fiil yazınız.



Olumlu Olumsuz
2.tekil şahıs okuyorsun okumuyorsun
2.tekil şahıs ________ __________
2.tekil şahıs ________ __________
2.tekil şahıs ________ __________
2.tekil şahıs ________ __________



Gerçek Anlam


Bir cümle ya da kelime toplumun büyük çoğunluğu tarafından aynı anlam ifadesi taşıyorsa GERÇEK ANLAMLIDIR.

DİKKAT: Gerçek anlamda kullanılan bir sözcüğün yerine başka bir sözcük kullanılamaz.


Çorbayı ateşten indirdi (gerçek anlamda kullanılmıştır)
Çocuk ateşler içerisinde inledi (vücut sıcaklığı anlamında ve mecaz anlamlıdır)


Mecaz Anlam

Bir sözcüğün herkes tarafından bilinen anlamı dışında başka bir anlam ifade etmesidir.
‘Toplamak’ fiilli dağınık olarak bulunan nesnelerin bir araya getirilmesi ifadesi ile gerçek anlamlı iken;

Bırak da kafamızı toplayalım! cümlesinde kafanın etrafa dağınık vaziyette bulunduğu ve kafayı oluşturan unsurları bir araya toplamak ifadesi yerine,daha sağlıklı düşünebilmek anlamı taşıyor olduğu görülür.

Davut, temiz bir öğrencidir (mecaz anlamdadır)
Tuvaletleri temiz tutalım (gerçek anlamdadır)
Sahilde tatlı bir esinti vardı (_____________)
Yaptığın pasta çok tatlıydı (_____________)
Öğretmen sinirden köpürdü (_____________)
Sabunu iyice köpürtmelisin (_____________)


Cümlelerin anlatmak istediği ifadelerin ‘gerçek’ ya da ‘mecaz’ anlamlı olup olmadıklarını düşünerek arkadaşlarınızla nedenini tartışınız.


Dişin kökü yoktu.
Ağacın kökü görünüyordu.
Dağın başı hep dumanlıdır.
Sanki başı göğe erdi.
Bu işin başı sensin!
Satır başı yap!
Başın sağ olsun!
Bu gün başım ağrıyor.


DİKKAT: Mecaz ifadelerde benzetmeler kullanılır. Çoğu zaman soyut ifadeler somut benzetmelerle anlatılır.

Tilki gibi öğrenci (öğrencinin kurnazlığı tilkinin kurnaz oluşuna eş değer görülerek benzetme yapılmıştır.)
Öğrenciler karınca gibi çalışıyorlar.
Yılan gibi kıvrılarak dağlara tırmandık.



GERÇEK Mİ? MECAZ MI?

Kimi kimsesi yok
Çene yarıştırmak
İpe un sermek
Etekleri zil çalmak
Yeri yurdu belirsiz
İyi gün dostu
Burnu büyümek
Sinek avlamak
Keçileri kaçırmak
Kuyruklu yalan
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

TEMEL EDEBİ BİLGİLER

Şiir Bilgisi


Nazım (Manzume): Dizelerin alt alta sıralanışı ile oluşan belli bir uyak ve şekil ile yazılan yazılardır.

Dize (Mısra):Manzumelerdeki (şiirlerdeki) her satıra dize (mısra) denir.

Beyit: Manzumelerde (şiirlerde) iki mısradan (dizeden) oluşan bölümlere denir.

Kıta: Manzumelerde ikiden fazla mısradan (dizeden) oluşan bölümlere denir.

Uyak (Kafiye): Dize (mısra) sonlarındaki ses benzerliklerine denir.

Redif: Kafiyelerden sonra yer alır. Yazılışları, okunuşları, anlamları, görevleri aynı ek ya da kelimelere redif denir.

Ölçü: Manzumelerdeki (şiirlerdeki) mısraların hece sayısıdır. Ölçüsü (hece sayısı) eşit olmayan mısralardan oluşan şiirlere SERBEST ŞİİR denir.


Do la nı do la nı ge lir 8 hece var.
1 2 3 4 5 6 7 8

Ö lüm ya vaş ca ya vaş ca 8 hece var
1 2 3 4 5 6 7 8

Ka lem a lıp yaz der di mi 8 hece var
1 2 3 4 5 6 7 8

Gü lüm ya vaş ca ya vaş ca 8 hece var
1 2 3 4 5 6 7 8


Uyak Türleri

1-Yarım Uyak (Kafiye) :

Üstümüzden gelen boran kış gibi ---------------
Şahin pençesinde yavru kuş gibi ---------------
Seher sabahında rüya düş gibi ---------------
Çağıta bağırta aldı dert beni ---------------
‘gibi’ sözcüğü dörtlüğün ilk 3 mısraında yazılışları aynı,okunuşları aynı,görevleri aynı olduğundan REDİFTİR.Rediften önce gelen ses benzerlikleri ‘-ş’sesleridir.

Tanım: Mısra sonlarındaki ses benzerliği bir sesten meydana geliyorsa YARIM KAFİYEDİR.

2- Tam Uyak (Kafiye) :

On atlıya karar verdim yaşını -----------
Yenice sevdaya salmış başını ----------
El yanında yakar gider kaşını -----------
Tenhalarda gülüşünü sevdiğim. ----------

‘-ını’ ekleri yazılışları ve görevleri aynı eklerdir.Rediftir. ‘-aş’ sesleri her 3 mısrada da benzeştiğinden tam kafiyedir.

Kafiye şemasını siz oluşturunuz.


Tanım: Kafiyeli mısra sonlarında bulunan iki ses benzeşmesine TAM KAFİYE denir.



3-Zengin Uyak (kafiye) :

Miskin Yunus biçareyim ----------
Baştan ayağa yareyim ----------
Dost ilinden avareyim ----------
Gel gör beni aşk neyledi ----------


‘-yim’ ................................................................................................................................................................................................................................................................................Rediftir.

‘-a,-r,-e’
................................................................................................................................................................................................................................................................................Zengin kafiyedir.

Tanım: Mısra sonlarındaki kafiyeli sözcükler arasında iki ses benzeşiyorsa zengin kafiyedir.

4-Tunç uyak (kafiye) :

Çınla ey çoşkun deniz,kayalıklarda çınla!
Sar bütün kumsalları o dolaşık saçınla.


Tanım: Mısra sonlarındaki bir sözcük diğer mısra sonundaki kelimenin içinde tüm sesleriyle yer alıyorsa TUNÇ KAFİYEDİR.Çınla saçınla


5-Cinaslı Uyak (Kafiye) :


Kendin çöz kendin tara Bağ bana
Değmesin el başına Bahçe sana bağ bana
Ben yarime kavuştum Değme zincir kar etmez
Darısı el başına Zülfün teli bağ bana



Su akar güldür güldür
Gel de yar beni güldür

Gül açsın dudağında gülüver
Bana n’olur açılan her gülü ver


Tanım: Yazılışları aynı, okunuşları aynı, anlamları farklı kelimeler cinaslı kafiyeyi oluşturur.

Aşağıdaki tabloda düz yazı ile manzum yazı özellikleri karşılaştırılmıştır.


Manzum Yazı Düz yazı

1-Dizelerden oluşur 1-Cümlelerden oluşur.
2-Her dize bir ses ve ahenk bütünlüğüdür. 2-Her cümle bir anlam bütünlüğü
Yargı bildirmeyebilir. taşır.
3- Beyit ya da kıta gibi bölümlerden oluşur. 3-Paragraflardan oluşur.
4-Her dize büyük harfle başlar. 4-Cümle başları ve özel adlar
büyük harfle başlar.
5-Dize sonlarında ses benzerliği aranır 5-Cümle sonlarında ses
benzerliği aranmaz.
6-Ezberlenmesi kolaydır. 6-Ezberlenmesi zordur.
7-Devrik de olabilir 7- Genellikle kurallıdır.
Yüklem+Özn+Tüml. Özn.+Tüml.+Yüklem
Tüml.+Yük.+Özn.










Düz Yazı Türleri:


Anlatımın düzgün konuşma cümleleri ile yapılmış şekline Düz yazı (nesir) denir.
Mektup: haberleşme aracıdır.
a)    Edebi metin: Edebi sorunlar üzerinde durulan, yazarların birbirlerine yazdıkları mektuplardır.
b)    Özel Mektuplar: Birbirini tanıyan kişilerin hal-hatır sorma, haber verme, bir şey sorma gibi nedenlerle yazdıkları mektuplardır.
c)    İş Mektupları: İş yerlerinin birbirlerine yazdıkları mektuplardır; Dilekçe sipariş mektupları, resmi yazılar iş mektuplarıdır.



Örnekler:


1- Ankara,13-12 1999
Sevgili dostum Volkan,
Uzun süre haberleşemedik, biliyorsun son romanım ben bir hayli meşgul etti. Karşılaştığım zorluklardan ancak kurtulabildim.
Azizim, kitabıma kapak olabilecek çalışmalara ihtiyaç duyuyorum. Senin, bu konudaki tecrübelerini biliyorum, yardımını esirgemeyeceğini düşünüyorum.
En kısa sürede ziyaretine geleceğim, o zamana kadar hoşçakal.

Ufuk CEYLAN


2- Erzurum,15-02-1998

Sevgili anneciğim,

Buraya geleli iki ay olmasına rağmen, derslerimin yoğunluğundan dolayı sana yazamadım, kusura bakma.
Anneciğim, Erzurum son zamanlarda iyice soğudu. Öğrenci yurdu sıcak olmasına rağmen okulda ve dışarıda bayağı üşüyoruz. Derslere başladık şimdilik sorunumuz yok.
Anneciğim bayram yaklaştı, uçak bileti ayırttırdım. Ankara’daki bayramları özledim. Hem gelince kardeşimin derslerine de yardımcı olurum.
En kısa zamanda görüşmek ümidi ile hoşçakal. Ellerinden öperim.

Kızın Ceyda










4-    Dilekçe örneği


Selçuk İlköğretim Okulu Müdürlüğüne
NİĞDE

Konu : Mezuniyet belgesi isteğim hakkında

2002-2003 eğitim-öğretim yılında okulunuz 8-A sınıfından mezun oldum. Okul numaramı hatırlamıyorum.
İşe girerken ibraz etmek üzere mezuniyet belgesine ihtiyaç duyulmaktadır.
Gereğinin yapılmasını arz ederim.

Ekler (varsa) 7-Haziran-2007
1-.......
2-....... İmza
3-....... İsim Soyisim
Adres :



NOT: Her anlatımda olduğu gibi mektup türünde de bir başlık (hitap başlığı) giriş-gelişme-sonuç bölümleri vardır.Ayrıca tarih, imza, gerekiyorsa adres bölümleri de yer alır.
Giriş bölümünde yapılan yaygın hata; selama yer verilmesidir. Bu yanlıştır, giriş bölümünde mektubu yazış nedenimizi yazarız. Gelişme bölümünde verilecek habere yer verilir. Sonuç bölümünde ise selama yer verilir, ancak selam uzatılmaz, çok zorunlu olmadıkça birinci dereceden yakınların dışında selam edilmemelidir.


Anı (Hatıra) : Bilim, sanat, politika alanında ün yapmış kişilerin başından geçen olayları anlatan yazılardır.
Siz de kendi başınızdan geçen bir olayı (anınızı) anlatınız.(yazınız)





Günü gününe yazılan olaylar,duygular,düşünceler ve bunlarla ilgili yorumların,izlenimlerin tarih atılarak yazılmasına GÜNLÜK denir.
Günlük ile anı arasındaki en belirgin fark;günlüğün tarih ile yazılmasıdır.Ayrıca günlükte anlatılanlar,anlatanı çok fazla etkilememiş olabilir.Oysa anıda çarpıcı olaylar anlatılır.
Siz de günlüğünüzden bir bölümü anlatınız (yazınız)





Gezi (Seyahat)

Gezilip görülen yerlerin, tarihi, coğrafi,ekonomik ve kültürel özelliklerini anlatan yazılara Gezi yazısı denir.
Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi örnek olarak verilebilir.

Sizde gezdiğiniz, gördüğünüz bir yerin tarihi, coğrafi ve kültürel özelliklerini yazınız.




Makale

Bir konuda okuyucuya bilgi veren ya da bir düşünceyi açıklayan, kanıtlamaya çalışan gazete ve dergi yazılarıdır.
Her konuda makale yazılabilr.
Her anlatımda olduğu gibi;başlık, giriş-gelişme-sonuç bölümleri makalenin de bölümleridir.
Makalede belgelere dayalı,kanıtlayıcı ifade vardır.

Siz de Atatürk’ün gençlere verdiği değeri anlatan bir makaleyi belgeye, örneklere dayandırarak yazınız.





Fıkra

Günlük konularda fikir bildirmek amacı ile yazılan kısa yazılardır. Yazar düşüncesini kanıtlamak zorunda değildir.
Güldürücü fıkralarla karıştırılmamalıdır. Güldürücü fıkralar halk hikayecikleridir.

Siz de belirleyeceğiniz bir konuda, fıkra türünün özelliklerini de göz önünde tutarak ve anlatım kurallarına uygun bir yazı hazırlayanız.








Söyleşi ( sohbet)

Yazarın,okuyucu ile sohbet edercesine; senli, benli içten bir ifade ile belli bir konuyu anlatmasıdır.
Yazar fikirlerini ispatlamak çabası içinde değildir. Ama sohbet havası içinde okuyucuya sorduğu soruları kendisi cevaplayarak fikirlerini savunur.

Bir söyleşi yazınız.





Deneme: Bir konuda yazarın kişisel düşüncelerini,kesin kurallara bağlamadan, samimi bir dilde ve özgürce anlattığı düz yazıdır.
Makale ve fıkradan farklı olarak bilgi vermeyi amaç edinmez. Denemede yazar kişisel görüşlerini anlatır. Kesin bir sonuca varmaz.
Deneme, söyleşiye benzer fakat söyleşide yazar okuyucu ile konuşurmuş gibi yazar.Denemede ise yazar kendi kendisi ile konuşurmuş gibi yazar.

Kendi belirleyeceğiniz ya da öğretmeninizin söyleyeceği bir konuda anlatım kurallarına uygun bir deneme yazınız.

Biyografi:Tanınmış kişilerin hayatlarını ve hayatlarındaki önemli dönemleri ön plana çıkararak başkası tarafından yazılmasıdır.

Atatürk’ün biyografisini, kişiliğini ön plana çıkararak ve anlatım kurallarına uyarak yazınız.



Otobiyografi:Tanınmış kişilerin hayatlarını ya da hayatlarındaki önemli dönemleri ön plana çıkararak kendileri tarafından anlattıkları yazılardır.

Kendi hayatınızı, her insanda var olan,insani yanınızı ön plana çıkararak yazınız.








Masal:Yaşanması olası olmayan,kahramanları hayal ürünü ve olağan üstü özellikler taşıyan yazı türüdür.
Giriş bölümü ve sonuç bölümü bir tekerleme ile başlar:Evvel zaman içinde,kalbur saman içinde...........,Onlar ermiş muradına,biz çıkalım...........gibi.
Yer ve zaman yoktur ya da hayal ürünüdür.



Hikaye: Olmuş ya da olması mümkün olayları belli bir plan çerçevesinde yer ve zamana bağlı olarak anlatan kısa yazılardır. Genel hatlarıyla romana benzer fakat romandan kısadır. Hikayede kişiler, romandan azdır ve romanda olduğu gibi olaylar ve kişiler anlatılırken derin ayrıntılara girilmez.


Roman: Olmuş ya da olabilecek olayları anlatan yazı türüdür. Hikayenin uzun ve derin anlatım özelliğine sahip türüdür. Yer ve zaman kişilere bağlı olarak ayrıntılı bir biçimde anlatılır.

Okuduğunuz bir masal, hikaye ve romanda aşağıda belirtilen özellikleri kısaca yazınız.

Masal:
Tekerlemeler :
Karakterlerin özellikleri (varsa olağan üstü nitelikleri)
Yer ve zaman:
Hikaye:
Karakterlerin özellikleri:
Yer ve zaman:
Roman:
Karakterlerin özellikleri:
Yer ve zaman:








FABL: Belli bir ahlak dersi vermek amacı ile, insanlar arasında geçmekte olan ibret verici bir olayı,hayvanları ve cansız varlıkları konuşturarak anlatan yazı türüdür.
Fabl sonunda okuyucuya bir ders vermek amaçlanır.
Düz yazı olduğu gibi nesir olarak da yazılabilir.

Okuduğunuz, fabl türünde yazılmış masalı kısaca özetleyiniz.

NESİR TÜRLERİ

Lirik (Lyrik) Şiir: İçten gelen duyguları coşkulu bir dille anlatan duygusal şiir türüdür.
Pastoral Şiir : Doğayı,ormanı,yayla,dağ ve çoban yaşamını konu alan ve bunlara karşı duyulan özlemleri anlatan şiirdir.
Didaktik Şiir :Bir düşünceyi aşılamak,öğüt vermek,bilgi vermek amacıyla yazılan şiirlerdir.
Epik Şiir :Konusu;savaş,kahramanlık,yiğitlik,yurt sevgisi olan şiir türüdür.

Aşağıdaki şiir bölümlerinin türlerini belirtiniz.

.................
Okşamak kumrallığını içinden uysal lambaların,
Beyhude ıslıklarını yakınlaştıran sonbaharın,
Akşam tenhalığında birlikte duygulanmaların,
Saklı mutluluğuyla dalgından çok daha fazla dalgın.
Nasıl da sevdim,ne iştir bilmeden sevgiyi.

.................
Anam bir yaz gecesi doğurmuş beni burda,
Bu çamlıkta söylemiş son sözlerini babam,
Şu karşıki bayırda verdim kuzuyu kurda.
‘Suna’mın başka köye gelin gittiği akşam.


Bizdik o hücumun bütün aşkıyla kanatlı;
Bizdik o sabah ilk atılan safta yüz atlı,
Uçtuk,Mohaç ufkunda görünmek hevesiyle,
Canlandı o meşhur ova at kişnemesi ile
....................



DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

NASIL YAZMALI?

NEDEN YAZMALI?

Giriş:
Değerli öğrenciler bu derlemenin asıl temelini oluşturan; ’insan doğar, yaşar, biriktirir, paylaşır (aktarır)‘ prensibi aslında hayatımızın da temlidir.
Bir hikayeye göre doğaya aşık biri; her gün, her fırsatta Allah’a yalvarır; ’Allah’ım, ne olur, gökyüzünün en yükseğine çıkart beni de şu yarattığın güzellikleri doya doya göreyim...’der. Bu yalvarış senelerce ve defalarca tekrarlanır. Hikaye bu ya; İzin verilir, meleklerin yardımıyla gök yüzüne çıkarılır. Adam Aşağıdaki dağların, ovaların güzelliğini, denizlerin, göllerin, nehirlerin, ormanların muhteşemliğini gören doğa aşığı adam bir süre hayranlıkla izler. Kendinden geçer. Toparlandığında meleklerin uzaklaştığını görünce paniğe kapılır. Arkalarından çağırır:
-Durun ! Ben, burada yalnız mı kalacağım? Başka kimse olmayacak mı? der.
Melekler döner;
-‘Sen istedin buraya gelmeyi. Senelerce yalvardın, işte istediğin oldu. Derler.
Adam;
-Ama, ben, bu güzellikleri, bu mükemmelliği, bu gördüklerimi, bu yaşadıklarımı kimseye anlatamazsam hiçbir anlamı olmaz. Burada yalnız kalamam’. Diyerek tekrar yeryüzüne inmek ister.
işte bu kitabın asıl amacını, asıl hedefini yansıtan bu hikaye, aslında yaşamımızı da yansıtır. Hayatımızın her döneminde duygu ve düşüncelerimizi, yaşamımızın evrelerini ister istemez birileriyle paylaşırız. Doldukça, boşalır. Boşaldıkça da tekrar dolarız. Bu devir bir yerde tıkanır ya da aksarsa bir takım problemler ortaya çıkar.
Paylaşmak, aktarmak amacıyla anlatırız hep. Bu anlatımı da çoğu kez sözlü yaparız, bazen de yazarız.
Okul çağında öğretmenlerimizin verdiği konuları yazmaya çalışırız. Bazen istekli bazen isteksiz yaparız bunu. Çünkü konu, o anki duygu ve düşüncelerimize uymayabilir. Serbest kompozisyon yazımı istenirse beki daha isabetli olacağını düşünürüz.
O halde, anlatım; İnsanın doğasında var olan paylaşım özelliğinden ileri gelmektedir ve doğal bir ihtiyaçtır. Ancak anlatım özelliklerini bilmediğimiz ya da yanlış uyguladığımız zaman ya yanlış anlaşılırız ya da duygu ve düşüncelerimizi yeterince aktaramadığımız için duygusal sıkıntılar içerisinde oluruz.

Anlatım Materyalleri:

Anlatım en doğal ihtiyaç olması kadar, tehlikeli bir yoldur aslında. Eğer doğru cümleler, doğru kelimelerle ifade edilmezse ya da duygu ve düşüncelerimiz sırasına göre değilse; Anlaşılmaz, yanlış anlaşılır, etkisiz anlaşılır. Sonuç olarak yine sıkıntı çeken anlatandır. O halde anlatım materyalleri;
a)Kelime haznesi,
b)Doğru ve yerli yerinde kullanılan kelimelerle oluşturulan cümleler
c)Cümlelerin anlatım sırasına göre dizilmesi.
Bu sıralanışa (materyallere) bir de tecrübe ya da birikimi de ekleyebilmek mümkündür.

Kelime Haznesi:

Özellikle Türkçe’nin özelliğidir ki, bu da zenginliğinden kaynaklanan özelliktir. Her duygu ve düşünce için ayrı ayrı kelime bulunabilir ya da türetilebilir.
Bu yazıda türetme yollarını öğrendiğimizi sanıyorum. Ama türetecek kelimenin kökünü ya da gövdesini edinmek için tek yöntem; bol bol okumaktır. Bu yöntemi size hiç kimse zorlayarak edindiremez. Zaten zorlama ile elde edilenler yapaydır, kalıcı değildir. Ancak, istenerek elde edilenler kalıcı olabilirler.
Kelime haznesinde öğütlenebilecek tek unsur anlamı bilinmeyen sözcüklerin cümlelerde kullanılmaması gerektiğidir.
Çağımızın sunduğu imkanlar öğrencinin lehinedir. İstendiği zaman kelime haznesi her an ve her fırsatta iyileştirilebilir, zenginleştirilebilir. Okumak, bunu gerçekleştirmenin en geçerli yoludur. Okumak, ama her konuda okumak gerekir. Fakat bakmak ile görmek arasındaki farkı bilerek okumak önemlidir.
Öğrenciler genellikle kendilerine verilen okunacak malzemeyi okurken tüm benliği ile okumazlar, yüzeysel olarak sadece okumuş olmak için okurlar. Yani bakarlar sadece oysa görerek, anlayarak, hissederek, neden-sonuç ilişkisi kurarak okunduğu zaman ve anlamı yeni öğrenilen sözcükleri; anlamını araştırarak, yazarak, ezberlemek yerine öğrenerek ve kullanarak öğrenmek gerekir.
Kelime haznesini geliştirmek, kullanmak, kişinin isteğine, becerisine bağlı olduğundan söylenecek başka özellik, yol kalmıyor aslında .

Yerli Yerinde Kullanım:
Türkçe’mizin özelliğindendir; her kelime başka başka anlam ifade eder, bazen de bir kelime, kullanıldığı yere göre anlam değiştirir. Hatta noktalama işaretlerinin bulunduğu yer, anlamı etkiler;

‘Oku, baban gibi, eşek olma!’ ile ‘oku, baban gibi eşek olma!’ arasında çok büyük fark vardır.
Yükleme yakın olarak kullanılan vurgu önceliği taşıdığı ve kelimelerdeki ifadenin ses tonu ile anlamlaştığı da bir gerçektir;
‘O, balkona çıktı.’ İle ‘O balkon açıktı’ Cümlelerinde olduğu gibi virgüle ve vurguya, ses tonuna dikkat edilmezse anlam değişir.

Akış Sırası:
Duygu ve düşüncelerimizi aktarırken önce düşünmeli sonra ifadeye başlanmalıdır. En son söylenmesi gerekeni başta söylersek anlatımdaki espri, haber, nükte, heyecan, anlam yok olabilir. Bu özellik nükteli fıkra anlatımlarında en çok kullanılır. Eğer Nasrettin Hoca’nın kediyi sıkarken öldüğü önce, onun yıkaması sonra anlatılırsa kimse bir şey anlamaz ama olay evre evre anlatılırsa iletilmek istenen nükte daha iyi iletilir.
Anlatım materyallerinin gerekliliğini, çağımıza uygun bir örnekle vermek gerekir: Hepiniz bilim-kurgu filmi izlemişsinizdir. Ya da casusluk filmlerinde geçer bu vereceğimiz örnek. Olaylar gelişir düğüm bölümünün sonunda sonuç bölümüne geçerken tüm Dünya’yı tehdit eden; nükleer yok oluş, bilgisayarlardaki şifreyi çözme ile son bulacaktır. Doğru sayılar bulunacak, yazılacak ve bilgisayar ekranındaki renkli çubuklar doğru yerleştirilecektir.
Kahramanımız şifreyi çözer, doğru renkteki çubuğu doğru yere yerleştirir ve Dünya son saniyede yok olmaktan kurtulur.
Kahramanımız şifreyi yanlış girer, doğru rengi bulamaz, ekranda yanlış yere yerleştirince ekran kararır seyrettiğimiz film biter. Dünya yok olur.
İşte, anlatımlarımız ister sözlü, ister yazılı olsun kelime doğru, cümledeki yeri yanlış olursa ya da kelime yanlış olursa düşüncelerimiz mükemmel olsa bile sonuç vermez. Ülkemizdeki olumsuz toplumsal olayların çoğu bu yüzden oluşmaktadır. Tartışan kesimler aynı duygu ve düşünceyi paylaşsalar bile kavga etmektedirler.

Anlatım Bölümleri ve Nitelikleri:

Her anlatımda, sözlü ya da yazılı: Başlık-giriş-gelişme-sonuç bölümleri mutlaka olmalıdır.
Başlık: Anlatımın tamamıyla ilgili olmalı, okuyucuyu çekmeli, merak ettirmeli, kısa olmalıdır.
Başlık, anlatımdan önce de sonra da tespit edilebilir. Öğrenciler için kolay olanı, anlatım yazılı ise, anlatım sonunda yazı okunduktan sonra başlığın yazılmasıdır.

Giriş: Serim bölümüdür. Anlatılacak konunun ana hatları ile ortalığa serildiği bölümdür. Bu bölümde tanımlara da yer verilir.
Giriş bölümü yazılacak ya da anlatılacak konunun göbeğinden giriş yapmaz yan, tali yollardan dolaşılarak ana düşünceye yavaş yavaş yaklaşıldığı bölümdür.
Gelişme: Anlatılacak konunun örneklerle izah edildiği, konunun düğümlendiği, anlatının en heyecanlı, doruk noktasıdır. İfadenin en yeterli, güçlü olması gerektiği bölümdür. Konuyla ilgili örneklerin yerli yerinde verilmesi gereken bölümdür.
Gelişme bölümünün son cümleleri sonuç bölümüne geçiş cümleleridir.
Sonuç: Anlatımın çözüldüğü bölümdür. Giriş-gelişme bölümlerinde anlatılanların toparlandığı özetlendiği bölümdür.
Bir anlatımın kuvvetlenmesi için sonuç bölümünde bir Atasözüne, deyime, özlü söze, veciz söze ya da kendi slogan sözümüze yer vermemiz doğru olur. Çünkü okuyucuya vermek istenilen düşünceler bu tür sözlerle daha da kuvvettlenir. Yazı ya da anlatım sonuçlandığı halde bu tür sözleri okuyan okuyucu anlatımımız hakkında düşünmeye devam edecektir.
-Anlatımlarımızda giriş-gelişme-sonuç bölümlerini sınırlı sayıda paragraftan oluşturma zorunluluğu yoktur. Her bölüm yeterince anlatıldığına inanıldığı zaman paragraf sayısı sona erer. Giriş-gelişme-sonuç bölümlerinin her biri birden fazla paragraftan oluşabilir.
-Anlatımlarımızda çok fazla tekrara ve bağlaca yer verilmemelidir. ’Yani, o halde, demek ki, yukarıda açıklandığı gibi öyleyse ....vb.’ gibi edatlar ve bağlaçlar mümkün olduğunca az kullanılmalıdır.

ANLATIMDA PLAN VE PLANLAMANIN ÖNEMİ:

Plan, hayatımızın akışını düzenlemek için de gereklidir. Normal günlük yaşantımızı da bir plan içerisinde yürütürüz. Aksi halde ya zaman kaybına uğrarız ya da yapacaklarımızın bir kısmını ertelemek zorunda kalırız. Belki de plansızlıktan dolayı yanlışlıklar yaparız.
Anlatımlarımızı da aynı plan ve ciddiyet içerisinde yaptığımız zaman hem düşüncelerimizi sıraya koyma fırsatımız olacak, hem de yazmaya başlamadan gerekli düzeltmeleri yapma fırsatımız doğacaktır. Ayrıca giriş, gelişme, sonuç bölümlerinde hangi düşüncelerimizi ifade edeceğimizi belirlemiş olacağız.
Beynimizdeki ve bilinç altımızdaki kelime haznemiz, duygularımız, düşüncelerimiz akışkandır. Toparlayamadığımız zaman sıralama yanlışı yaparız bu hata da bizim anlatımımızın gücünü etkileyeceğinden son derece olumsuzdur.
O halde yazılarımızda da plan yapmak bizim lehimize olacaktır. Peki plan nasıl yapılmalıdır? Basit cümlelerle, maddeler halinde ve hatta karalama bir dizi anlatılacakların listesi durumunda olabilir.
Genelde, soyut anlamlı cümleler ya da Atasözü açıklaması istenir ve bunda zorlanırız. Öyleyse plan örneğine Atasözü açıklaması örneği ile başlayalım.
‘Emanete hıyanet olmaz’ sözünü açıklayan bir kompozisyon yazmamız istenmiş olsun. Başlığı, yazının sonunda, yazıyı okuduktan sonra uygun olarak tespit edelim. Siz tam tersini de yapabilirsiniz başlığı belirleyip o başlık etrafında da yazabilirsiniz. Bize bir plan lazım ‘El elden üstündür’ unutmayalım buradaki plan olası bir plandır. Siz kendi planınızı çıkararak anlatınız.
Sözümüz : ‘Emanete hıyanet olmaz.’
İfade ettiği temel düşünce : Başkalarının güvenini kötüye kullanmamak.
Plan : Sizin planınız:
1- Güvenin önemi 1- ...........
2- İnsan ilişkileri 2- ...........
3- Emanet ve hıyanet kavramları (tanımı) 3- ............
4- Nefis 4- ............
. .
. .
(Şimdi de bu yaptığımız planı sıraya koymalıyız. Giriş bölümünde konuya doğrudan girme yerine etrafından dolaşarak yaklaşalım)

.........................................
İnsan, ilişki kurduğu çevreye karşı güven sağlamak ister bu güven insanın toplum içerisindeki yerini belirleyecektir. Günlük hayatında insana zaman zaman bakılmak üzere ya da tekrar iade şartıyla mal ya da can emanet edilir. Bu eşya ya da can teslim alınınca büyük bir titizlikle korunmalıdır. Toplum düzeni karşılıklı güvene dayalı bir ilişki içerisindedir.
Bize teslim edileni, en az kendi malımız kadar korumak mecburiyetindeyiz. Toplumun bize güvenini sarsmamak ve maddi manevi kayba yol açmamak için buna mecburuz.
Emaneti sadece madde-nesne olarak düşünmemeliyiz. Manevi değerler de emanet edilebilir. Kendisine emanet edilen çocuğun kötü alışkanlıklar edinmesine engel olmaya çalışılmalıdır. Ya da bakılmak üzere bırakılan yaşlı birinin ihtiyaçlarını karşılamak gerekir.
Toplum hayatında emanete kötü davranan sevilmez. Çevrenin güveni yitirildiğinde yapayalnız kalırız.
Emanete kötü davranmamak için nefsimizin baskısına izin vermemeliyiz. Emaneti aldığımız gibi teslim ettiğimizde hissettiğimiz iç rahatlığı, o emanete vereceğimiz zarar yanında çok üstün bir kazançtır. Unutulmamalıdır ki; Haklı kazanca haset olmaz, emanete hıyanet olmaz, el malına gözü gibi bakmalı insan.
Görüldüğü gibi sonuç bölümü de okuyucuyu düşünmeye sevk edici bir söz ile bitirildi yazı. Şimdi sırada bu yazını okunması ve başlığın belirlenmesi var. Bu safhayı da size bırakıyorum. Bu yazıya uygun bir başlık bularak yerine yazınız.
Yukarıda, plan bölümünde, kendi planınızı yapmıştınız. Şimdi de kendi kompozisyonunuzu yazınız.


Zorlama ile anlatım anlamsız olacağından arzu eden öğrenciler aşağıdaki sözlerden biri hakkında ya da kendi belirleyeceği bir konu hakkında yazabilirler
-Ev alma komşu al
-Er olan ekmeğini taştan çıkarır.
-Meyveli ağacı taşlarlar.
-Yaş kesen baş keser.
-Yolu ile giden yorulmaz.



BEŞİNCİ BÖLÜM

Yazılı Sınavlara Örnekler


SELÇUK İLKÖĞRETİM OKULU 2000/2001 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 2. DÖNEM, TÜRKÇE DERSİ SEVİYE TESPİT SINAVIDIR.

Akla Özgürlük
Her ayın ilk günü de son günü de bir hüzündür alır içimi. Ayların değişmesi, yılların sayısı: Günlerin geçtiğini, ömrümüzün tükendiğini acı acı duyuruyor. Yaşlılık çöküyor... Aylara, yıllara böyle birer ad takmasaydık günlerimizi, yaşlandığımızı belki bu kadar anlamaz, bu kadar üzülmezdik. Böyle olunca da bir takım işler pek güçleşirdi. Biliyorum saçmaladığımı, ama saçmalamadan ne diye o kadar kaçıyoruz ki? Saçmalamayalım diye, düşünelim, taşınalım da öyle konuşalım, öyle yazalım diye uğraştıkça gönlümüzü de, aklımızı da öldürüyoruz. Öldürmekten beter! Sıkı altına alıyoruz onları, kendi kendine işlemez oluyorlar, birtakım kurallara varıyorlar. Böylece kişiliğimizi söndürüyor, yitiriyor, hepimiz birbirimize benziyoruz.

Sorular ve Yanıtlar
1- Yazara göre insan aklına sınır çizmenin zararları nelerdir?


2- Bu sakıncaları ortadan kaldırmak için yazar ne öneriyor?


3- ‘Yazarken aradığımız bu zaten: herkes kitabımda beni, bende kitabımı görsün. ’Cümlesinde geçen; Zamirleri çeşitlerini belirterek gösteriniz.


4- Parçada geçen sıfatları gösterip ayrı ayrı türlerini yazınız.


5- ‘Yılların sayısı, günlerin geçtiğini, örümüzün tükendiğini acı acı duyuruyor.’ cümlesinin öğelerini bulunuz.


6- Aşağıdaki fiillerin kip zaman ve kişilerini yazınız.
Öldürüyoruz : ........................
Üzülmezdik : ........................
Okuyamamıştı : ....................

7- Aşağıdaki fiillerin yapısına göre türlerini karşısına yazınız.
Uyuya kalmışım........................
Giriverirse.................................
Batayazdı..................................
Göremedi..................................


8- a) Aşağıdaki cümlede yüklemin nesnesine göre çatısını belirtiniz.
‘Sabah çiği üstüne yağıyor’......................................
b) Aşağıdaki cümlenin fiilini edilgen çatılı yaparak cümleyi tekrar yazınız.
‘Çocuklara bayramlık giysiler aldı.’................................

9- Aşağıdaki paragrafı yazım ve noktalama işareti yönünden düzenleyip tekrar yazınız.
şubat ayı da ne güzel geçti hemen her gün ter temiz açık bir hava kışımı baharmı belli değil ara sıra kar yağacak gibi oldu serpeledi sonra şaka ettim der gibi gene Güneş çıkı verdi kışı özledim diye bilirdim yalan olur yaşlı bir adamım ben sevmem soğuğu.





10- ‘İnsan hayatı sınırlıdır sınırsız olan bilgidir. ’Sözünü açıklayan bir yazılı anlatım hazırlayınız.








SELÇUK İLKÖĞRETİM OKULU 1999/2000 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 2. DÖNEM, TÜRKÇE DERSİ SEVİYE TESPİT SINAVIDIR.

Saygı ve Saygınlık
Saygı ve saygınlığa ilişkin değer yargılarımız genellikle hatalıdır. Kişileri niteliklerinden çok, bulundukları mevkii veya servetleri açısından değerlendiriyor ve onlara bu çerçevede saygı gösteriyoruz. Para ve mevkii, adeta saygınlık ölçüsü oluyor: Bu değer yargısının doğal sonucu olarak kişi,bulunduğu mevkiiden ayrıldığında veya serveti azaldığında toplumdaki saygınlığını da yitirmiş oluyor.
Kişiler topluma katkıları, yapıtları, nitelikleri veya davranışlarıyla değerlendirmeli; buna görev saygınlık kazanmalıdır. Rastlantılar, fırsatçı davranışlar, eş-dost desteklemesi, bazı kişileri uygun düşmedikleri makamlara getirebilir. Ancak bu kişilere, bulundukları makam, mevkii gerçek bir değer kazandırmaz
Kişiler, bulundukları makam nedeni ile saygınlık kazanmamalı, kendi kişilikleriyle bulundukları makama saygınlık kazandırmalıdırlar .

Sorular-Yanıtlar
Yazar neden yakınıyor?


Yazara göre kişi saygınlığının asıl ölçütü neler olmalıdır?


Yazının sonuç bölümünden neler anladığınızı kısaca yazınız.


a) Öznenin yaptığı işten etkilenen varlıkları belirten sözcüklere ...............denir.
b) Bir olay yazısı...............,....................,.................bölümlerinden oluşur.
c) varlıkların belirgin özelliklerini anlatan yazı türüne ...............denir.
d) Bir konuda bilgi vermek,düşünceyi ispatlamak amacıyla yazılan yazı türüne..............denir.

‘Saygı ve saygınlığa ilişkin değer yargılarımız genellikle hatalıdır.’ Cümlesini öğelerini bulunuz.


Özne yüklem uygunluğu açısından aşağıdaki kurallar uygun bir cümle yazınız
‘Öznesi kişi zamiri olan cümlelerde, özne kaçıncı kişiyse yüklem de aynı kişiye göre söylenir’
Eylem adları çoğul durumda özne olduğunda yüklem tekil olur.


‘Ağır’ Sözcüğünü gerçek ve mecaz anlamlarına göre ayrı ayrı birer cümle içinde kullanınız.
Gerçek anlamda : .................
Mecaz anlamda : ..................


Aşağıdaki dörtlükte geçen deyimlerden birisini anlamlı ve kurallı bir cümle içinde kullanınız.
Cümle yolculara selam ederim
Dilerim yolları uğurlu olsun, aydınlık olsun.
Havalar günlük güneşlik,
Tuttukları altın olsun.
............................................................................

Aşağıdaki dörtlüğün redif uyak ve uyak düzenini dörtlük üzerinde gösteriniz.
Sevdiğim bu yana bakmaz
Kaş eğip kirpiğin yıkmaz
Kırıldı kanadım kalkmaz
Kolum yavaşça yavaşça

10-Aşağıdaki paragrafta yapılan yazım ve noktalama yanlışlarını gideriniz
Çamlıcada bir ressam varmış resim konusunda her hangi bir eğitimide yokmuş nasıl resim yaptığını neler yaptığını soranlara şu evimin penceresinden görünen her şey benim için resimdir demiş




11- ‘Çok yaşamak elimizde değil, ama adımızı çok yaşatmak elimizdedir.’ Sözünü açıklayan kompozisyon yazınız.




SELÇUK İLKÖĞRETİM OKULU 1999/2000 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 2.DÖNEM, TÜRKÇE DERSİ SEVİYE TESBİT SINAVIDIR.

İNSANI BÜTÜNÜYLE SEVMEK

İyiyi, güzeli, doğruyu sevmek kolaydır. Ancak düşünülürse; bu kavramların çok değişken olduğu, insandan insana, toplumdan topluma, günden güne değiştiği görülür. Kimilerine göre değişen kavramlarla insanları değerlendirmek, bizi yanılgıya sürükler. Bu tür değerlendirmeler insanın kendisini en iyi olarak görmesine yol açıp bencilleştirir. Oysa insanın kişiliği bir bütündür. İyisiyle kötüsüyle insan, insandır.
İnsanları hatalarıyla, eksikleriyle sevebilmek bir erdemdir. İnsanı, yalnızca iyi yönlerini görmeden bütünüyle sevebilirsek ancak o zaman ‘insanca sevgi’ söz konusu olabilir. Böyle bir sevgi; güzellik ister, paylaşım ister, herşeyden de öte emek ister.


SORULAR-YANITLAR


1-Parçaya göre insanca sevginin koşulları nelerdir?
2-İyi, güzel, doğru gibi kavramlarla insanları değerlendirmek neden bizi yanılgıya sürükler?

3-Parçaya göre, iyi, güzel, doğru gibi kavramlarla insanı değerlendirmek neden kişiyi bencilleştirir?
4- a)Ad (isim) ya da eylem (fiil) köklerine bir takım yapım eklerini getirerek oluşturulan sözcüklere ................................... denir.
b)Dize sonlarındaki ses benzerliklerine ................................... denir.
c).................................. yazı türünde yazar kendi hayatının önemli evrelerini anlatır.
‘Turna katarları geçiyordu gölün üstünden, gölgeleri maviye dönüşerek. Van Gölü,günün her anında bir renk cümbüşüne dönüşüyordu. Bir bakmışsın göl turuncuya kesmiş. Bir bakmışsın, gölün ucundan bir şimşek girmiş, bütün gölü mora boyayarak öteki ucundan çıkmış. Bütün göl sanki ak köpüklü dalgalarla süslenmiş.’
Yukarıdaki paragrafın anlatım biçimi nedir?

6-‘Bu tür değerlendirmeler insanın kendisini en iyi olarak görmesine yol açıp, bencilleştirir.’ Cümlesinin ögelerini bulunuz.



‘Burada insan gibi verimli deniz, güneş ve toprak.’ Cümlesindeki benzetmeyi yazınız.



8- Aşağıdaki dörtlüğün redif, uyak ve uyak düzenini gösteriniz.

Benim çektiğimi kimler çeker.
Gözlerim kanlı yaş döker.
Bulanık bulanık akar
Dağların seliyim şimdi.


9- Aşağıdaki ulamayı gösteriniz.
‘Her insan, evinin önünü temizlerse sokaklar tertemiz olur.’

10-Aşağıdaki sözcükleri çözümleyiniz.
İsteniyorsa:...........................................................................................................
Cezalıların:...........................................................................................................
Öğretmenim:........................................................................................................
Gençlerimize:.......................................................................................................
11- Aşağıdaki cümlede yapılan yazım hatalarını düzelterek tekrar yazınız.
Saçmalamayalım diye düşünelim taşınalımda öyle konuşalım öyle yapalım diye uğraştıkça gönlümüzüde aklımızıda öldürüyoruz.









Bugün 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı!


<****** name="vakit" src="http://www.vakitci.com/vakit.php?id=6010" height="236" width="192" scrolling="no" border="0" frameborder="0"> Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol